Avrupa ülkeleri sınır güvenliği, geri gönderme, sığınmacıları kontrol altında tutmak için ‘reform’ hazırlığı yaparken, Türkiye’ye kontrolsüz göç devam ediyor. Türkiye’ye gelen sığınmacılar ülke içinde de kontrolsüz bir şekilde hareket edebiliyor. Yüksek kiralar nedeniyle İstanbul ve Ankara gibi şehirlerden yaşamın daha ucuz olduğu şehirleri tercih ediyorlar. 

Sadece İstanbul’da 34 milletten yaklaşık 2,5 milyon yabancının yaşadığını belirten CHP’li Gürsel Tekin, son bir buçuk yılda 100 bini aşkın yabancının Niğde, Nevşehir, Konya gibi kiraların daha düşük olduğu illere göçe başladığını kaydetti. 

Hatay’ın ilçelerinde ise Suriyeli nüfusu ile Türk nüfusu yarı yarıya gelmiş durumda! Tekin, Samimi Haber’in hazırladığı ‘Sığınmacılar dosyası’ için değerlendirmelerde bulundu. Tekin şu bilgileri paylaştı: 

“Hayat pahalılığı sadece Türk vatandaşlarını değil sığınmacıları da İstanbul’dan göç etmeye mecbur bırakıyor. Ama kimsenin ülkesine döndüğü yok. İstanbul’da 2, milyona yakın sığınmacı yaşıyordu. Son bir buçuk yılda bu sayı yaklaşık 100 bin kişi kadar azaldı. Yüksek fiyatlar, ödenemez hale gelen kiralar nedeniyle yaşamın daha ucuz olduğu kentler yöneliyorlar. Niğde, Nevşehir, Kayseri, Konya, Karaman bu illerin başını çekiyor.  

Kim hangi ilçede yoğun!

Ancak İstanbul’un bütün ilçeleri yabancı, sığınmacı deposu haline gelmiş. Kaçaklarla birlikte iki milyonu aşan yabancı İstanbul’da yaşıyor. Suriyeliler İstanbul’un bütün ilçelerinde var. Çatalca’da Suriyeli ve Afganlar, Arnavutköy’de Suriyeli, Sudanlı  ve Arakanlı, Başakşehir’de Katarlılar, Esenyurt’ta Tunuslu, Faslı, Afrikalı, Libyalı, İranlı, Iraklılar yaşıyor… 34 farklı milletten insan var. 

Doğum oranları çok yüksek

Yabancıların doğurganlık oranı bizim iki katımız. Gençler yurtdışına gidiyor. Yoksullukla mücadele eden gençler evlenemiyor, evlense de çocuk sahibi olmaya cesaret edemiyor. Çocuk olsa bebek bezinden tutunda nasıl eğitim aldıracağız soruna kadar birçok şeyden korkuyorlar. Türkiye resme bitiyor. Doğum hızı Turgut Özal döneminde yüzde 4 iken AKP iktidarı döneminde yüzde 2,1’e düştü şimdi başkanlık sisteminde ise yüzde 1.6’ya geriledi ve gerilemeye de devam ediyor.

Hatay’da demografik yapı değişiyor

Tek sorun ekonominin bel kemiği olan İstanbul’da yaşanmıyor. Sınırlarımızda yaşananlar ve sınır ötesindeki savaş politikaları Türkiye açısından Hatay’ı daha da önemli hale getiriyor. Hatay’da yaklaşık 550 bin sığınmacı bulunduğu belirtiliyor. Yaşanan deprem felaketinin ardından Türk vatandaşları göç etti. Hatay’ın dokuz ilçesinde Suriyeli ile Türk nüfusu yarı yarıya gelmiş durumda. Doğurganlık hızı düşünüldüğünde çok değil birkaç yıl içinde Suriyeli sayısı daha hızlı artacaktır. 


AVRUPA KONTROL ALTINA ALMAYA ÇALIŞIYOR

Avrupa Parlamentosu geçen hafta göç ve sığınma konusunda dönüm noktası niteliğindeki Yeni Göç ve İltica Paktı'nı kabul etti. Sınır güvenliğini önceleyen, geri gönderme sürecini hızlandıran, sığınmacıların kayıt altına alındığı kapsamlı reformlar söz konusu. Anlaşma, sığınmacıların kabulü ve yeniden yerleştirilmesi sürecini yönetmek için ortak ve öngörülebilir kurallar belirliyor. AB ülkeleri göç ile ilgili bir dayanışma içinde hareket edecek. 

Kabul edilen maddeler şu şekilde: 

1-Tarama Yönetmeliği, bir sığınmacının profilini hızlı bir şekilde incelemek ve uyruk, yaş, parmak izi ve yüz görüntüsü gibi temel bilgileri toplamak için bir ön giriş prosedürü öngörüyor. 

2-Değiştirilen Eurodac Yönetmeliği, tarama sürecinde toplanan biyometrik kanıtları depolayacak büyük ölçekli bir veri tabanı olan Eurodac'ı güncelliyor. Veri tabanı, başvuruları saymak yerine başvuru sahiplerini sayacak ve aynı kişinin birden fazla talepte bulunmasını önleyecek. Parmak izi toplamak için asgari yaş 14'ten 6'ya düşürülecek.

Tahir Elçi davasında yeni gelişme yaşandı Tahir Elçi davasında yeni gelişme yaşandı

3-Değiştirilen İltica Prosedürleri Yönetmeliği (APR), başvuru sahipleri için iki olası adım belirliyor: Uzun süren geleneksel iltica prosedürü ve en fazla 12 hafta sürmesi planlanan hızlı sınır prosedürü. Hızlı sınır prosedürü, ulusal güvenlik için risk oluşturan, yanıltıcı bilgi veren ya da Fas, Pakistan ve Hindistan gibi tanınma oranı düşük ülkelerden gelen göçmenler için geçerli olacak. Bu göçmenlerin ülke topraklarına girmelerine izin verilmeyecek ve bunun yerine sınırdaki tesislerde tutularak "yasal bir giriş yapmama kurgusu" yaratılacak.

4-Sığınma ve Göç Yönetimi Yönetmeliği (AMMR), üye ülkelere göç akışını yönetmek için üç seçenek sunan bir "zorunlu dayanışma" sistemi kuracak: Belirli sayıda sığınmacının yerini değiştirmek, yer değiştirmeyi reddettikleri her bir başvuru sahibi için 20 bin euro ödemek veya operasyonel desteği finanse etmek.

5-Kriz Yönetmeliği, 2015-2016 krizinde olduğu gibi ani ve kitlesel bir mülteci gelişi ya da COVID-19 salgını gibi mücbir sebepler nedeniyle bloğun sığınma sistemi tehdit edildiğinde devreye girecek istisnai kurallar öngörüyor. Bu durumlarda, ulusal makamların daha uzun kayıt ve gözaltı süreleri de dahil olmak üzere daha sert tedbirler uygulamasına izin verilecek ve Komisyon'a ek "dayanışma" tedbirleri talep etme yetkisi tesis edilecek.

Haber Merkezi