Cambridge Üniversitesi'nde yeni açılan Erken Kanser Enstitüsü, kanserle mücadelede çığır açan bir yaklaşım sunuyor. Enstitü, tümörler semptom üretmeden önce mücadele etmenin yollarını araştırıyor ve kanseri erken teşhis etmenin önemini vurguluyor.

Enstitü müdürü Profesör Rebecca Fitzgerald, kanserin gelişiminin hastalara belirti vermeden önce yıllarca sürebileceğini belirtiyor. Bu nedenle, kanseri erken aşamada tespit etmek büyük önem taşıyor.

Fitzgerald ve ekibinin geliştirdiği "sitosponj" adlı yenilikçi yöntem, erken teşhis imkanı sunuyor. Bu yöntemde, hastalar tarafından hap gibi yutulan bir sünger, midede genişleyerek tümör hücrelerini topluyor ve yemek borusuna doğru çekiyor. Bu sünger, yemek borusu kanseri riski altında olan hastaların izlenmesine yardımcı oluyor.

Uzman doktordan 'göz kuruluğu' açıklaması Uzman doktordan 'göz kuruluğu' açıklaması

Özellikle, yalnızca kanser öncesi hücrelerde bulunan ve "TFF3" adı verilen bir proteinin varlığı, hastaların yemek borusu kanseri riski altında olduğunu gösterebiliyor. Bu sayede, hastalar erken uyarılarla daha hızlı müdahale edebilirler.

GEÇ TEŞHİS, PAHALI İLAÇLAR

Profesör Rebecca Fitzgerald'ın vurguladığı gibi, kanseri erken aşamada tespit etmek, tedavi maliyetlerini düşürmenin yanı sıra hastaların yaşam süresini uzatabilir. Günümüzde, birçok kanser türü geç teşhis edilmekte ve bu durum daha pahalı tedavilere yol açmaktadır.

Erken teşhis imkanı sunan yöntemler, kanser hücrelerini tespit ederek büyümelerini engellemeye odaklanmaktadır. Bu sayede, kanserin ilerlemeden önce müdahale edilmesi mümkün hale gelmektedir.

Özellikle, genetik yatkınlığı olan bireylerin belirlenmesi, kanser riski altındaki kişilere daha önce müdahale edilmesine olanak tanır. Bu sayede, kanser gelişmeden önce önlemler alınabilir ve daha etkili tedavi yöntemleri uygulanabilir.