İstanbul Planlama Ajansı’nın (İPA) “Ekonomik Krizin Eğitim Maliyeti” raporuna göre, okul çağındaki çocukların en az dörtte birinin okula aç gittiği tahmin ediliyor.

İPA'nın yayımladığı, “Ekonomik Krizin Eğitim Maliyeti” raporu, derinleşen yoksulluğun boyutunu gözler önüne seriyor. Rapor, artan okul maliyetlerinin de ailelerin sırtına yük olmasıyla; Okul çağındaki öğrencinin çocuk işçiliği ve/veya çocuk evliliği gibi sorunlarla karşı karşıya kalmasına dikkat çekiyor.

2,5 MİLYONA YAKIN ÖĞRENCİ AÇIK ÖĞRETİMDE

2021 yılında 1 milyon 452 bin 331 olan açık öğretimde okuyan öğrenci sayısı 2022 yılında 1 milyon 738 bin 198’e yükselmişken; 2022-2023 eğitim öğretim yılında 608 bin kişi daha artarak 2 milyon 346 bin 654’e ulaştı.

EĞİTİM ARTIK ZENGİN İŞİ

2022-2023 eğitim-öğretim yılında okul öncesi eğitim, ilköğretim ve ortaöğretim düzeyinde toplam 19 milyon 904 bin 679 öğrenci örgün eğitim aldı. Toplam 75 bin 19 eğitim kurumu içinde devlete ait okul sayısı 60 bin 734 (%81) iken, özel okulların sayısı 14 bin 281 (%19) olarak kaydedildi.

Kamu yatırımlarında eğitim alanına ayrılan paydaki düşüş eğilimi eğitimi, “anayasal hak olarak parasız sağlanması gereken bir kamu hizmeti” olmaktan çıkardı. Sonuç olarak nitelikli eğitime erişim ve eğitimde başarı çoğunlukla özel okulları tercih eden üst orta sınıf ailelerin çocuklarına ait hale geldi. 

YOKSUL ÇOCUKLAR OKULU BIRAKIYOR

2020’de yapılan eğitim harcamalarının %74,7’si devlet tarafından finanse edilirken bu oran 2021 yılına gelindiğinde %72,5’e geriledi. Bu doğrultuda, 2020 yılında eğitim harcamaları içinde hanelerin yaptığı harcamaların payı %20 iken 2021 yılında %22’ye çıktı. Bu da zorunlu eğitimin maliyetinin beşte birinden fazlasının ailelerin bütçesi üzerinden karşılandığına işaret 
ediyor. 

2011 yılında hanehalklarının eğitime yaptığı harcama 13 milyar 782 milyon iken, 2021 yılına gelindiğinde 75 milyar 774 milyon TL’ye yükselerek 5,5 kat arttı. Devletin eğitime harcadığı bütçe nominal olarak artmış olsa da GSYH içindeki oranı düzenli olarak düşüş gösteriyor. İlgili verilerin tümü, kamu tarafından eğitime ayrılan bütçenin her geçen yıl daraldığına, 
anayasal hak olan ücretsiz eğitimin maliyetinin hanehalkı ile bölüşüldüğünü gösteriyor. 

Altını çizmek gerekir ki derinleşen yoksulluğun da etkisiyle, eğitimin hanelerin sırtına binen bu mali yükü her geçen gün çok daha fazla öğrencinin çocuk işçiliği ve/veya çocuk evliliği gibi sorunlarla karşı karşıya kalmasına, dolayısıyla da okul terklerine yol açıyor. 

DÖRT ÇOCUKTAN BİRİ OKULA AÇ GİDİYOR
Gıda enflasyonunun aşikar bir sonucu olarak çocuklar yalnızca evde değil okulda da yetersiz besleniyor ya da beslenemeyip derslere aç gidiyor. Nüfusun dörtte birinden fazlasını (%27) oluşturan çocukların dörtte üçü okul çağında olup okul çağındaki çocukların da en az dörtte birinin okula aç gittiği tahmin ediliyor.