Sağlık Bakanlığı’nın son açıklamaları koronavirüs salgınının bitmekte olduğunu gösteriyor. Ancak şunu unutmamak gerekiyor: Salgın bitiyor ama virüs gitmiyor. Hayatımızda olmayı sürdürecek. Virüs 65 yaşın altındakilere bulaştığında nezle-grip benzeri bir hastalık tablosuyla ve çoğu kez ayakta geçirilecek. 65 yaşın üstündekilerin bir bölümünü ise yine hastanelik yapacak ve bazılarını öldürecek. ... Bu vesileyle koronavirüs salgınıyla geçen iki yılı aşkın süreyi ana hatlarıyla hatırlamakla yarar var: -Türkiye’de İlk vaka 11 Mart 2020’de görüldü. -Hastalık bugüne kadar 15 milyonu aşkın kişiye bulaştı. Yaklaşık 98 bin kişinin ölümüne neden oldu. -En çok ölüm vakası 394’le 30 Nisan 2021 tarihinde gerçekleşti. Türk Tabipleri Birliği, Sağlık Bakanlığı’nın verilerinin gerçeği yansıtmadığını, vaka ve ölüm sayılarının açıklananın kat ve kat üstünde olduğunu birçok kez iddia etti. Çin’de geliştirilen Sinovac aşısı 2020’nin sonunda ülkemize geldi ve yapılan incelemelerin ardından 13 Ocak 2021’den itibaren uygulanmaya başlandı. Almanya’da yaşayan Türk bilim insanları Prof. Dr. Özlem Türeci ile Prof. Dr. Uğur Şahin’in geliştirdikleri Biontech aşısı ise Nisan 2021’de ülkemize ulaştı. Erciyes Üniversitesi’nde yapılan Türk aşısı TURKOVAC da Aralık 2021’de devreye girdi. İlk zamanlarda aşıya büyük ilgi vardı. Sağlık kuruluşlarında izdiham yaşandı. Ancak aşı karşıtlarının kampanyaları bu ilgiyi zamanla azalttı. Salgınla mücadele için zaman zaman başta 65 yaş üstüne olmak üzere sokağa çıkma yasakları da uygulandı. Bu yasaklar Haziran 2021’de kalktı. Her kademedeki öğrenciler de salgından çok etkilendi. Okulların uzun süre kapalı kalması yüzünden eğitimleri aksadı. İki yılı aşkın sürede pandemi, endemi, PCR testi, HES kodu, maske, vaka sayısı, filyasyon ekibi, bilim kurulu, pik yapma, yoğun bakım, entübe hasta, varyant, delta, omikron, ikinci dalga, üçüncü dalga gibi sözcükleri çok sık kullandık. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca televizyonda en çok görülen hükümet üyesi oldu. Başta Prof. Dr. Mehmet Ceyhan olmak üzere bazı tıp insanları da televizyonlara adeta ana haber spikerleri kadar çok çıktı. Salgın dünyayı da adeta kasıp kavurdu. 500 milyondan fazla kişi hastalığın pençesine düştü, 6 milyonu aşkın kişi bu yüzden öldü. Dünyadaki gelir eşitsizliği aşı uygulamalarında da kendini gösterdi. ABD ve Avrupa ülkeleri aşıya kolayca ulaşırken geri kalmış ülkeler, özellikle de Afrika ülkeleri uzun süre aşıyla buluşamadı.