Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayetinin tetikçisi Ogün Samast'ın değiştirmek için mahkemeye verdiği dilekçedeki detaylar ortaya çıktı. 

Hürriyet Gazetesi'nden Musa Kesler'in haberine göre; dilekçesinde adını “Ali Eren Karadeniz” olarak değiştirmek istediğini belirten Samast'ın, sebebin ise “Unutulmak istiyorum” diye açıkladığı öğrenildi.

ADININ "ALİ EREN KARADENİZ" OLMASINI İSTEDİ 

Ogün Samast dün Akçaabat Adliyesi’ne yaptığı yeni bir başvuruyla daha gündeme geldi. Samast ilgili hukuk mahkemesine bir dilekçe verdi ve Türk Medeni Kanunu’nun kendisine verdiği hakkı kullanarak adını soyadını değiştirmek istediğini söyledi. Dilekçenin detaylarında, Samast'ın ismini “Ali Eren Karadeniz” olarak değiştirmek istediği; gerekçesini ise “Çocuk yaşta vahim bir olaya karıştım. Bundan dolayı toplum içinde zorluklar yaşıyorum. Rahat edemiyorum, unutulmak istiyorum” olarak açıkladığı öğrenildi.

İSİM DEĞİŞİKLİĞİ DAVASI NASIL OLUR 

İsim değiştirme davaları, Türk Medeni Kanunu’na göre açılıyor. Mahkemeler bu dava için önce “haklı sebep” varlığını şart koşuyor. Kanunda bu haklı sebepler açık bir şekilde zikredilmiyor. Ancak yerleşik Yargıtay içtihatlarını da dikkate alan mahkemeler için kişinin adının komik veya telaffuzu zor olmasının yanı sıra “ismin geçmişte yaşanmış üzücü ya da kötü bir olayla hatırlanması” da haklı bir gerekçe olarak kabul edilebiliyor. Ayrıca “ismin tanınan bir suçluya ait olması” da mahkemelerin isim değiştirme sebebi olarak kabul ettiği gerekçelerden.

NE OLMUŞTU 

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca cinayetin tetikçisi Ogün Samast hakkında hazırlanan iddianamede de Arat, Delal, Hasrof ve Rahil Dink ile Sera Dink Nazarıan müşteki olarak yer alırken, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin suç duyurusunda bulunduğu kaydediliyor. Yasin Hayal'in "suç örgütü yöneticisi olmak", Erhan Tuncel ve Ogün Samast'ın ise "suç örgütü üyesi olmak" suçundan ceza aldıkları ifade edilen iddianamede, Samast hakkında FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyesi olduğuna ilişkin somut delil elde edilemediği anlatılıyor. 

İddianamede, Samast hakkında ele geçirilen bir kısım delillerin örgütün yönetici ve üyeleriyle belli bir irtibatının olduğunu, bu irtibatla şüpheliler Tuncay Uzundal, Zeynel Abidin Yavuz, Erhan Tuncel, Yasin Hayal, Ersin Yolcu ve Ahmet İskender'le birlikte Samast'ın Dink cinayetini işlerken ve sonrasında örgütün çıkar ve amaçları doğrultusunda hareket ettiğini ortaya koyduğu aktarılıyor.

Ogün Samast'ın "suça sürüklenen çocuk" olarak yer aldığı iddianamede, Samast'ın FETÖ kapsamında "silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek" suçundan 5 yıldan 10 yıla kadar hapsi isteniyor. Samast'ın, olay tarihinde yaşı 18'den küçük olduğu için bu suç üçte bir oranında düşürülürken, Terörle Mücadele Kanunu kapsamında yapılan yarı oranındaki artırımla yine aynı cezaya çarptırılması öngörülüyor.

Samast hakkındaki bu dava, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesindeki "anayasayı ihlal", "belli bir yükümlülüğün ihmaliyle kasten öldürmeye neden olmak", "silahlı terör örgütüne üye olmak" ve "terör örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme" suçlarına ilişkin 11 sanığın yargılandığı dava dosyasıyla birleştirilmişti.

Dink cinayetinin tetikçisi Ogün Samast, İstanbul 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi'nce 25 Temmuz 2011'de Hrant Dink'e yönelik eyleminden dolayı "tasarlayarak öldürmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı. Olay tarihinde Samast'ın 16 yaşını bitirmiş, 17 yaşını tamamlamamış olduğunu belirten mahkeme, Samast'ın cezasını üçte bir oranında indirim uygulayarak 21 yıl 6 aya düşürmüştü.

Samast'ı "ruhsatsız silah taşımak" suçundan da 2 yıl hapis ve 900 lira adli para cezasına mahkum eden mahkeme, olay tarihindeki yaşını göz önüne alarak bu cezayı da 1 yıl 4 ay hapis ve 600 lira adli para cezasına çevirmişti.

Öte yandan Samast, cezaevindeyken hakkında Silivri 3. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından cezaevindeki gardiyanlara saldırdığı gerekçesiyle açılan dava kapsamında 5 yıl 1 ay 13 gün hapis cezasına çarptırılmıştı.

Samast, Bolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'ndan koşullu salıverilme kapsamında 15 Kasım'da tahliye edilmişti.