Gökhan Çınar “Eksik Anlatmışlar Fazlasını Yaşadık! Hiç Geçmedi…” başlığıyla yayınlanan bölüme 6 Şubat asrın felaketinde sevdiklerini kaybetmiş,canlarını enkaz altında yitirmiş depremzedeleri ağırladı..

Depreme Hatay'da yakalanan Mehmet Han Kızılkaya 

Depremden sonraki 5. günde enkazdan kurtarılan 21 yaşındaki genç 7 ay boyunca hastanede tedavi görmüş.Hayatta kalmasının mucize olduğu söylenen Mehmet Han depremde aynı evde yaşadığı annesini, babasını, dedesini ve iki kız kardeşini kaybetmiş. 13 ve 17 yaşındaki iki kardeşini bir süre enkaz altında hayatta tutmayı başaran genç, o eve sobadan kurtulup doğalgazı var diye yeni taşındıklarını açıkladı. Mehmet Han'ın 'Bilemedik o evin mezarımız olacağını' sözleri ise hepimizi kahretti.

Yavuz Bingöl Şanlıurfa'da yine konser verecek Yavuz Bingöl Şanlıurfa'da yine konser verecek

NURGÜL GÖKSU

Kahramanmaraş'taki Ezgi Apartmanı'nda oğlunu, gelinini ve 6 aylık torununu kaybeden Nurgül Hanım,


Acılarımızın geçip normal hayatımıza döndüğümüzü sanmasınlar. Oğlumun sesi hala kulaklarımda yankılanıyor çok büyük hayallerimiz vardı. Torunumu okula götürüp getirecektim. Başka insanların yaptığı hatalar yüzünden benim çocuklarım hayatını kaybetti. Torunum Asudeyi çok bekledim ben ama sadece 6 ay sevebildim...Ondan sonrası yok zaten' dedi.

Oğlundan geriye sadece avukatlık cübbesinin kaldığını söyleyen Nurgül Göksu "Bu cübbe bir yıldır askıda ama adalet askıda kalmasın istiyorum" diyerek yürekleri yaktı.

Mümtaz Gövce

Eşini, 9 yaşında ve 6 yaşındaki kızlarını depremde kaybeden Mümtaz Bey de anlattıklarıyla yüreğimizi dağladı.Kızının enkaz altındayken kendisine ses kaydı gönderdiğini öğrendiğimiz Mümtaz Gövce kendisi İstanbul'dayken ailesinin Antakya'da depreme yakalandığını anlattı. Yolda hep 'Benim canımı al, onlara bir şey olmasın' diye dua ettim ama kabul görmedi.

"Kana alışıyorsun, parça bedene alışıyorsun o süreçte. Hepsi komşun...Yan araziye kireç döktük, kefenleri dizdik. "Biz arayacağız" dedik. Kızlarım ve eşim aşağıdayken yaptım bunu, çıldırmanın şekli bu.Yedinci günde ulaştım aileme, steteskop istediler aşağıya canlı olabilirler diye. İlk başta Eylül çıktı, sonra Ece çıktı annesinin kucağında. Ardından da eşim Sena. Kokuları üstlerindeydi abi. Evlat kokusu diye bir şey var. Tek parça çıktılar, üçüne bir sarıldım. Aileme de 'siz onları hayallerinizdeki gibi yaşatın' dedim' dedi.

Nehir Karakuş

Depremde annesi babası ve ablasını kaybeden Nehir hanım o anları şöyle anlattı;

23 senemi geçirdiğim bina yıkılmamıştı tuzla buz olmuştu bir tane tuğla bir tane kolon nasıl ayakta kalamazdı? Kimse yoktu günlerce yemek yemedik su içmedik üzerimize kar yağdı yağmur yağdı ben bağırmaya devam ettim..Ben sesimi çıkarabilen biri olduğum için ben herkese ulaşmak için kendimi paraladığım için benim sokağıma insnalar girdi.Ben enkaz kazılırken insalara ulaşmaya çalışanlardan biriyim ama ben kepçe getirtemedim ben vinç getirtemedim ve çok öfkeliyim...6 Gün sonra battaniyeye sarılı 3 tane ceset verdiler elime. Son kez dokunayım eline dedim 'o artık senin annenin eli değil' dediler.

Katarsis X-tra'nın tamamını aşağıdan izleyebilirsiniz.