Bakan Fidan katıldığı bir televizyon programında gündemi ilişkin açıklamalarda bulundu. Fetullahçı terör örgütü'nün devlete karşı açıktan giriştiği kalkışma olarak kayıtlara geçen 7 Şubat MİT Krizi hakkında ise ilk defa konuştu.

Bakan Fidan şu açıklamaları yaptı:

7 Şubat krizi aslında FETÖ'nün kendisini açığa çıkarttığı niyetini belli ettiği bir şeydi. Bu FETÖ'cüler her yerde kendi adamlarını içeriye sokmak gibi bir niyetleri var. Devlet içerisinde başka bir paralel devlet kurmak gibi niyetleri vardı. 28 Aralık 2011 MGK günü, Efkan Ala bey dedi ki, bizim kontrollerde bulunmamız lazım. Bizim kontrollerimiz sonucu dinleme cihazlarını bulduk. Cumhurbaşkanımız kendi kafasında ne zaman ilan edeceğini çok iyi biliyor. Biz bunu bulduk ve FETÖ'cüler de bunu öğrendi. Sonra Uludere olayı oldu ve bunu bizim üzerimize atmaya çalıştılar. Bunu ortaya çıkaran MİT'i hedefe koymaya çalıştılar. Cumhurbaşkanımız cuma namazı çıkışı bunlara cevap da verdi. Arkasından 7 Şubat kriziyle beni ifadeye çağırma olayı yaşandı. 2016'dan sonra FETÖ sistemden söküp atıldı. Cumhurbaşkanımızın duruşuyla bu belirli bir noktaya gidildi.

7 Şubat krizinin üstünden 12 yıl geçti

Amaçları meşru hükümeti devirmek, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne zarar vermekti. Hedeflerine ulaşmak için öncelikle kendilerini bertaraf edecek en önemli güce, istihbaratın kalbine saldırdılar.

İhanet zincirine ilk halkayı MİT kumpasıyla taktılar.

FETÖ, MİT VE PKK ilişki içindeymiş gibi gösterdi

Türkiye, Fetullahçı Terör Örgütü'nün devlete karşı açıktan giriştiği ilk kalkışmayla 12 yıl önce yüzleşti.

Dışişleri bakanlığından Yunanistan açıklaması Dışişleri bakanlığından Yunanistan açıklaması

Aslında ihanete giden süreç 2011'de Milli İstihbarat Teşkilatı hakkındaki kara propaganda ile başladı. Hükümetin terörü bitirmek için izlediği politikalar üzerinden teşkilat, terör örgütü PKK ile ilişki içindeymiş gibi gösterilmek istendi.

Örgüt bunun için en bilindik taktiğini kullandı. MİT'e ait olduğu iddia edilen montajlanmış ses kayıtları ortaya atıldı.

FETÖ medyası da bu kirli kampanyaya haberleriyle katıldı.

İlk hedefleri Erdoğan hükümetini yıkmaktı

2011'in sonbaharında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan sağlık sorunları nedeniyle bir dizi konsültasyon yaptırdı. Ameliyat için gün alındı. Bu durumu fırsat bilen FETÖ, bu kez MİT Müsteşarı Hakan Fidan için hazırlanan planı devreye aldı. Ana hedefleri ise Erdoğan iktidarını yıkmaktı.

FETÖ'nün emniyet ve yargıya sızan üyeleri eliyle algı operasyonları devam ederken MİT'ten bir ekip Aralık 2011'de Ankara'daki iki kritik noktada arama yaptı.

Erdoğan'ın Keçiören'deki evi ile başbakanlık resmi konutundaki çalışma ofislerinde örgüt tarafından yerleştirilen dinleme cihazları bulundu.

MİT Müsteşarı ifadeye çağrıldı

Ve 7 Şubat 2012'de FETÖ'cü savcı Sadrettin Sarıkaya, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile bazı MİT mensuplarını ifadeye çağırdı.

Tarih özellikle seçildi. Çünkü Başbakan Erdoğan ameliyat olacaktı. Erdoğan ameliyatını erteledi, Fidan'a talimatlarını iletti.

Kumpası tamamen boşa çıkaran, 5 gün sonra MİT kanununda yapılan değişiklik oldu. Düzenleme, soruşturmaları başbakanın iznine bağlıyordu.

15 sanık hapis cezası aldı

Bir yıl sonra da İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, MİT görevlileri hakkında takipsizlik kararı verdi.

MİT kumpasını kuranlar cezasız bırakılmadı. 6'sı eski emniyet müdürü olan 10 sanık ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edildi. 5 sanığa da çeşitli sürelerde hapis cezaları verildi.

Gerekçeli karardaki "Müdahil Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'nın o dönem Başbakan olarak soruşturmaya izin vermemesi ile bir nevi ilk darbe girişimi sonuçsuz kalmıştır" tespiti dikkati çekti.