Bakan Kacır, Türkiye'nin uzay alanındaki geçmişini hatırlatarak, 1984 yılında dönemin Başbakanı Turgut Özal'ın Türkiye'nin uzaydaki yörünge haklarını muhafaza etme ve uzay teknolojilerini geliştirme amacıyla TÜBİTAK UZAY'ı kurduğunu belirtti. Bu çabalar sonucunda Türkiye, kendi imkanlarıyla yüksek çözünürlüklü görüntüleme uydularını geliştirebilen ülkelerden biri haline geldi.

Türksat 6A projesinin, Türkiye'nin ilk milli haberleşme uydusu olduğunu vurgulayan Kacır, projenin tamamlandığını ve uçuş modelinin nakliye öncesi halinin incelendiğini söyledi. Bu önemli kilometre taşının başarılı bir şekilde tamamlanması, Türkiye'nin uzay teknolojilerindeki ilerleyişini gösteriyor.

SON DAKİKA! Moskova'da korkunç terör saldırısı SON DAKİKA! Moskova'da korkunç terör saldırısı

Türkiye, bugüne kadar Türksat'ın sekiz farklı uydusundan faydalandı ve bunlardan beşini halen kullanmaya devam ediyor. Ancak Türksat 6A, ülkenin kendi imkanlarıyla geliştirdiği ilk haberleşme uydusu olacak ve Türkiye'nin uzayda daha da bağımsız hale gelmesine katkı sağlayacak.

Uzun süren çalışmalar boyunca uydunun bütün kritik alt sistemlerinin yerli ve milli olarak geliştirildiğini bildiren Kacır, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Uçuş bilgisayarları, güç dağıtım düzenleme birimleri yerli ve milli olarak üretildi ve yüzde 81,4 yerlilik oranıyla Türksat 6A'nın üretim süreçleri tamamlanmış oldu. Bu süreçte 24 çeşit ekipman yerlileştirildi ve halihazırda gördüğümüz uçuş modelinde 84 farklı yerli ekipman var. Geliştirme ve test süreçleri tümüyle burada TUSAŞ bünyesinde, USET yerleşkesinde gerçekleştirilmiş oldu. Bütün proje boyunca 396 çevresel ve fonksiyonel test tamamlandı. İnşallah uydumuzu 8 Temmuz haftasında uzaya göndermeye hazırlanıyoruz. Bu andan itibaren nakliye faaliyetleri gerçekleştirilecek. Daha sonra fırlatma öncesi fırlatma kampanyası dediğimiz yaklaşık dört haftalık periyotta, fırlatmayı gerçekleştireceğimiz SpaceX ekipleriyle bizim ekiplerimiz, birlikte çalışmaları tamamlayacak. Bu fırlatmada bir ilki daha yaşayacağız. Fırlatma sonrası yörüngeye yerleşme aşamasında ilk kez yine bizim ekiplerimiz, kendi imkanlarımızla gerçekleştirecek. Bu da Türkiye'nin, Ay Projesi için yeni bir deneyim daha kazanmasına vesile olacak. Uydumuzu kendi ekiplerimizin çalışmalarıyla görev yapacağı yörüngeye transfer etme deneyimini bu fırlatmayla beraber elde etmiş olacağız."

"4,5 MİLYARLIK NÜFUSUN KULLANIMINA ERİŞECEK"

Mehmet Fatih Kacır, Türksat 6A'nın, daha önce yerli olarak geliştirilen 600 kilogramlık görüntüleme uydularıyla kıyaslandığında çok daha büyük ve sofistike bir ürün olduğunu belirtti. Türksat'ın haberleşme uydularıyla bugüne kadar 118 ülkede 3 milyarlık bir nüfusa erişme imkanının olduğunu vurguladı ve gelecekte Endonezya, Malezya ve Hindistan gibi ülkeleri de kapsayacaklarına dikkat çekti. Bu sayede dünya nüfusunun yarıdan fazlası olan 4,5 milyarlık bir kitleye ulaşabileceklerini ifade etti.

Kacır ayrıca, önümüzdeki dönemde GÖKTÜRK uydusunun yenilenmesi, İMECE 2 ve İMECE 3 projelerinin gerçekleştirilmesi gibi çalışmaların yapılacağını belirtti. Ayrıca ekiplerin Ay Projesi üzerinde de çalışmalarını sürdürdüğünü aktardı.

Almanya teknoloji casuslarını tutukladı! Almanya teknoloji casuslarını tutukladı!

Uzay bilim ve teknolojisi alanında Türkiye'nin millileşme ve yerlileşme hamlesine devam edeceğini vurgulayan Kacır, bu süreçte savunma sanayisinde olduğu gibi ilerleme kaydedileceğini ifade etti.

Bütün bu projelerin kendilerini bir sonraki projeler için cesaretlendirdiğini ve yenileri için deneyim kazanmalarına vesile olduğunu vurgulayan Kacır, şu değerlendirmede bulundu:

"Bu projede TÜBİTAK, TUSAŞ, ASELSAN, CTech ekipleri bir arada çalıştı. Dönem dönem 400'e yakın arkadaşımızın ortak çalışma yürüttüğü bir proje oldu bu. Bu da bizim için ayrı bir iftihar kaynağı. Bütün bu müesseselerimiz, şirketler bu alanda küresel bir deneyim kazanmış oldu. Elde ettiğimiz kabiliyet, bizi dünyada haberleşme uydularını kendi imkanlarıyla geliştirebilen ülkelerden biri haline getirdi. İddiamızı yeni projelerle sürdüreceğiz. Hem beşeri sermayemizin Türkiye'nin milli stratejisine katkı vermesini sağlayacağız hem de Türkiye'yi stratejik alanlarda yeni kabiliyetlerle ve yetkinliklerle buluşturmaya devam edeceğiz. Bu projeye katkı veren bütün arkadaşlarımıza ve yöneticilerimize teşekkür ediyorum. Bütün bu milli projeleri en güçlü şekilde himaye eden hem Türkiye'nin nitelikli insan kaynağına güvenen hem Türkiye'yi böylesi küresel düzeyde altyapılarla buluşturan Cumhurbaşkanımıza da şükranlarımı sunuyorum. İnşallah TÜBİTAK, TUSAŞ, ASELSAN ve CTech gibi nice firmamızla nice milli projelere."