HABER MERKEZİ

Narin cinayetinde sır perdesi hâlâ kalkmadı. İpuçları var ancak zanlılar sorgularında adeta ser verip sır vermiyor. Tutuklanma pahasına gerçekleri anlatmayanlardan biri de maktul Narin’in annesi Yüksel Güran.

Narin’in annesinin, tutuklanmadan önce alınan ifadesi ortaya çıktı. Kamera görüntülerinin ve itirafçı ifadelerinin aksine tutarsız ifadeler veren anne, cinayet zanlısı olarak tutuklanan amca Salim Güran’ı ve aile bireylerini korumaya devam etti.

Cinayetin işlendiği gün sabah 05.00’da uyandığını ve bahçeden bamya topladığını anlatan Yüksel Güran, gün içinde gelişen çok önemsiz ayrıntıları ve konuşmaları bile bütün detaylarıyla hatırlayıp anlatırken, Kur’an kursuna giden kızı Narin’in eve dönüp dönmediğini, sonraki saatlerde evde olup olmadığını hatırlamadığını söylüyor. Akşam olup hava karardıktan sonra akşam yemeğine gelmesi için oğlundan Narin’i çağırmasını istediğinde kızının evde olmadığını farkedebiliyor.

Tutarsızlıklarla dolu ifade şu şekilde:

“Sabah 5 gibi kalktım…”

"Sabah 5 gibi kalktım. Bahçeden bamya topladım. Baktım ki bir hindi bahçede ölmüş ve yarısı yenmiş. Geri kalan yarısı da yerde kalmıştı. Saat 06.00 sıralarıydı. Gittim eve O.'yu kaldırdım. İşe gidecekti. Hemen aşağıya indim. İndikten sonra damdakilerin hepsi indiler. Sonra bana, 'Sofrayı kur, M. de kahvaltıya gelecek' dediler. Ben de sofrayı kurup, kahvaltı yaptık. Kahvaltıdan sonra M. ve eşim Arif, Batman'a gittiler. Baran da onlarla birlikte kalktı, gitti. Kalktıklarında saatin kaç olduğunu hatırlamıyorum. Sofrayı kaldırdık. Enes banyoya girdi ve çıktı. Ben ve Narin evdeydik. Çamaşır makinemiz bozuktu. H.'yi aradım. Makinesi boşsa 'Elbiseleri getireceğim' dedim. Sonra elbiseleri alıp, buraya götürdüm. Daha sonra dönüp, evimi toparladım. Çocuklar da evdeydi. Hepsi, 'Ağabeyimiz oyuncak getirmemiş' diyerek şakalaşıp, oynuyorlardı. Balkonu yıkadım. Saat kaç olduğunu bilmiyorum.”

Sonra amcamın gelininin evine gittim. Batman'dan gelmişti. Evleri bizim evin arkasındadır. Ev, kız kardeşim S.K.'nin evidir. Burada kahveyi içtikten sonra Ferhat gelip, bana Enes'in ona, 'Anne gelsin, acıktık' dediğini söyledi. Ben de eve gittim. Saat 12.00 gibiydi. Biraz evde çocuklarla oynadım. Sonra çocuklar patates kızartması istedi. Ben de onlara patates kızartması yaptım. Narin ve E., telefon için kavga ediyorlardı. 'Onlara neden böyle yapıyorsunuz' diyerek telefonu onlardan aldım".

“Narin yaz boyunca evden çıkmamıştı”

"Saat 13.00'tü. Sofra üzerinde yemek yiyorduk. Sonra sofrayı topladım. Kızım Narin toz alıyordu. Koltukta uzanıyordum. Narin bana, 'Kur'an kursuna geç kaldım' dedi. Saatin kaç olduğunu bilmiyorum. 'Kızım hava sıcaktır, gitme' dedim. O da çok ısrar etti ve bana, 'Saat 16.00'ya kadar kurs var, gitmek istiyorum sonra Hüseyin amcanın evine gideceğim' dedi. 'Bana onları çok özledim' dedi. Çok ısrar etti. Gitmek için ısrarlı şekilde çığlıklar atıyordu. Narin yaz boyunca hiç evden çıkmamıştı. Hatta kızıma, 'Kızım bacakların çıplak bu haliyle insan kursa gider mi' dedim. Üzerine siyah şort ve tişört giymişti. Sonra M. geldi. Bu sırada Narin dışarı çıkmıştı. Narin'in dışarı çıktığını görmedim”.

“Uyudum… uyandım…”

“Bu nedenle dışarı çıktığında ne giydiğini görmedim. Oturma odasında oturuyordum. Bu oda evin çıkış kapısını görmemektedir. M. geldi ve biraz konuştuk. Çok yorulmuştum, orada yattım. M. de orada yattı. Enes de orada yatıyordu. E. ise telefon ile oynuyordu. Bir ara uyanıp, mutfağa gidip, su içip, tekrar yattım. Sonra kalktım. M. uyanıktı. Elinde benim telefonum vardı. Bana, 'Yenge elbiselerimizi getirdi' dedi. Ben de ona 'Neden beni uyandırmadın' dedi. O da 'Yenge bırakmadı' dedi. Sonra H. geldi. H. dönüşte bana kendisine ait su dinamonun şalterini kapattığını söyledi. İlk geldiğinde dinamonun şalterini açıp, ikinci gelişinde şalteri kapatmıştı”.

Hastanede terör! "Bomba var" dedi, pompalı tüfekle rehin aldı... Hastanede terör! "Bomba var" dedi, pompalı tüfekle rehin aldı...

“Hediye ikinci gelişinde Enes uyuyordu. H.'nin evime ilk gelip, beni uyandırmadan dönmesi ile ikinci geldiği süre arasında ne kadar geçtiğini bilmiyorum. Ancak geldiğinde uyanmıştım. H.'nin su dinamosu şalteri, Salim'in evinin kapısının hemen önündedir. Salim ile H.'nin dinamosu aynı şalteri kullanmaktadır. H. geldiğinde biraz oturup, sohbet ettik. Valizi getirdim. Valizin içerisindeki tüm elbiseler, Enes'e aitti. Elbiselerin tümünü H. ile katlayıp, valize koyduk. Oturmaya devam ettik."

"Bu sırada Enes'in telefonu çaldı. Kim olduğunu sorduğumda, 'Arkadaşlarım' dedi. Sonra Enes kalkıp, evin içeri kısmında gitti. Sonra da evden çıktı, gitti. Enes eve gelmedi. Bu sırada eltim ve ben içeride oturduk. Bayağı oturduk. Konuştuk. H. bir süre sonra evden çıktı. H. çıkarken eve Enes geldi. Enes geldiğinde babasını yemek için aradı. Sonra mutfağa gidip, yemeği ocağa bıraktım. Sonra gidip, dinamoyu çalıştırıp, geri eve geldim. Sonra balkonumu yıkadım ve suyu bahçeye verdim. Sonra içeriye girdim. Baktım etim pişmişti. Mutfağı ve evi toplayıp, dama çıktım. Dama yatakları sermek için çıkmıştım. Damda iken Enes'in sesi gelmekteydi. Aşağı indiğimde Eren'i gördüm. Eren'e, 'Abin orada mı' diye sordum. O da 'Evet' dedi. Ben de gidip, Enes'i çağırdım. 20-30 metre çocuklardan uzaktaydım”.

“Çocuklar sigara içiyordu, uyardım”

“Çocuklar sigara içmekteydi. Sigara içtikleri için kendilerini uyarıp, tembihledim. 20-30 metre uzakta Enes, U., ismini İ. ya da Y. olarak bildiğim çocuklarla beraber oturuyorlardı. Saatin kaç olduğunu hatırlamıyorum. Ancak hava kararmaya başlamıştı. Enes'e seslenip, 'Oğlum bana yardım et' dedim. Oğlum Enes geldi, bana yardım etti ve ahırın penceresini kapattık. Pencere yüksektedir. Enes'in yardımıyla birlikte ahırın penceresini kapatmıştık. Hindileri ahıra koyduk. Sonra eltim olan muhtarın eşi M.G., yanındaki kızı ve kız kardeşleri hep birlikte kapıda oturuyorlardı. M.'nin ameliyat olan babasının sağlık durumunu sorup, elbise konusuna girdiklerinde, 'Beni tutmayın, evde pilavım ateşin üzerinde' diyerek oradan ayrılıp, eve gittim. Eve geldiğimde çocuklar da eve doğru geliyorlardı. 'Muhammed'e git, kardeşin Narin'i de yemeğe çağır' dedim".

"Mutfağa girene kadar Muhammed eve döndü ve 'Narin orada değil' dedi. Dışarı fırlayarak, 'Enes sen camiye git bak' dedim ve ben de tepeye çıktım. Tepeden Maşallah'ı çağırdım. Çünkü daha önce yüzlerce defa Narin'i, Maşallah'ın evine bırakmıştım. Kurstan sonra orada olabileceğini düşünerek oraya gittim. Narin'i sordum. Maşallah bana Narin'in orada olmadığını söyledi. S. de oradaydı. 'Narin sizde değil mi' diye sordum. Çünkü İ.H.G.'nin de küçük kızı vardı. Belki oradadır diye düşünmüştüm. Sonra H.'yi aradım. 'Narin orada değil mi' diye sordum. O da 'Yok, burada değil' dedi”.

“Caminin kapısına kadar gidip feryat ettim”

“Sonra H.'nin kızı E.'yi, Y.'nin evine Narin'i sormaya gönderdim. Sonra çocuklarım Eren veya Muhammed'e telefonumda Y.'nin telefonunun numarasını bulmalarını söyledim. Enes de bu sırada caminin orada Narin'i arıyordu. S.'yi de arayıp, Narin'i sordum. Gittik, halası A.K.'nin kapısını çaldık. Narin'i sorduk ve 'Orada değil' dediler. Hemen camiye gittik. Cami inşaattır. Belki bir yere düşmüştür diye oraya gittik. Caminin kapısına gidip, feryat edip, 'Narin burada mı' diye sordum. O sırada İ.K., bana saat 18.00'de Narin'i cami civarında gördüğünü söyledi. Onun bunu söylemesi üzerine biraz gevşedim. Dedim belki arkadaşları ile oynamaya dalmıştır. Sonra eve gittiğimde bütün köy toplandı”.

“Ağlayıp çeşmeye doğru koştum”

"Hava kararmıştı. Ancak saatin kaç olduğunu bilmediğim bir sırada Maşallah'ı tekrardan gördüm. Kendisi de bana 17.00-17.30 sıralarında Narin'i gördüğünü söyledi. Ancak Narin'i bulamadık. Ağlayıp, çocuklarım da aşağıya inip, çeşmeye koşmaya başladık. Bütün köylü, Narin'i aramaya başladık. Ancak bulamadık. Kocama Narin'in kaybolduğunu söylemedim. Ancak köyden biri, kocamı arayıp, Narin'in kaybolduğunu söylemiş. O da beni aradı ve 'Narin nerede' diye sordu. 'Ben de bilmiyorum' dedim ve kocam telefonu kapattı. Saat kaçta aradı, bilmiyorum. Narin'in biri ayağında, diğeri de eskisi evde olmak üzere iki adet terliği vardır. Evdeki terliğinin rengi pembedir. Terliğin önünde ne olduğunu hatırlamıyorum. Terliği halen evdedir. Salim ile hiç görüşmedim. Ancak bu görüşmeler varsa çocuklarım yapmış olabilir. Nereye gitsem Arif'in telefonu yanımızda olduğu için kendi telefonumu evde bırakıp, öyle giderim. Arif ile nişanlanmadan önce Salim ile M. nişanlandı. Salim nişanlandıktan sonra Arif askere gitti. Arif acemi birliğinden döndükten sonra Arif ile nişanlandık. Benim mutlu bir ailem vardır".

“Salim’le bir ilişkim olamaz”

*Narin sizin evinize patikayı çıkıp yukarıya geldiğinde sizle Salim'in ilişkisine denk gelmesi nedeniyle mi öldürdünüz?

-Kesinlikle Narin'i görmedim. Benim bu adamla da herhangi bir ilişkim olamaz.

*Eylemi siz gerçekleştirmediyseniz kimin gerçekleştirdiğini düşünüyorsunuz?
-Benim şüphelendiğim kimse yoktur. Kocamın da husumetlisi olup, olmadığını bilmiyorum.

*Nevzat Bahtiyar ifadesinde sizin ahırınızın olduğu kısımdan Salim'in kendisine doğru "Nevzat hazırlan, seninle işimiz var" diye bağırdığını beyan ettiği, sizin evin konumu Nevzat'ın bulunduğu yere daha yakın olması da değerlendirildiğinde Salim'in bu seslenmesini duyup duymadınız mı?

-Kesinlikle böyle bir seslenme duymadım. Evde klima çalışmaktaydı. Pencereler de bu nedenle kapalıydı. Saat 05.00'te uyandığımızdan, her gün o saatlerde klimayı çalıştırarak uyumaktayız. Bu nedenle bu seslenmeyi duymamış olabilirim”.

İşte Narin'in annesi Yüksel Güran'a ait ifade tutanakları...

Editör: Ömer Göyce