Sahipsiz hayvanlara yönelik düzenlemeleri içeren kanun teklifinin komisyon görüşmelerine geçen hafta başlanılmıştı. Sert tartışmaların yaşandığı komisyonda ‘Ötenazi’ ifadesinin çıkartıldığı öğrenildi.
Yazar Kutluhan Yazıcı, sgkrehber.com’da bu günkü yazısında tartışmalı ‘Sokak hayvanları düzenlemesi’ni yazdı. Yazıcı, yasa teklifinin çok iyi niyetle ortaya çıktığını ancak anlamsız bir ötenazi kavramı ile bu güzel amaç ve hedefi bir kavrama adeta kurban edildiğini vurguladı.
Kutluhan Yazıcı’nın “Ayının Mecliste adamı mı var?” başlıklı yazısı şu şekilde:
“Günümüz gündeminin en önemli konularından biri olan Hayvan Hakları yasa çalışmalarına yazı başlığını bize attıran yaşanmış bir gerçekliği kıssadan hisse olarak bu yazımda değinmek isterim… Eski bir vekilimiz anlatmıştı… olay bir Karadeniz ilimizin orman köylerinde yaşanıyor.
Yaşlı bir ninemiz zor şartlarda tek başına yaşamını idame ettirmektedir. Bir kaç hayvan tek geçim kaynağıdır.
Gelgör ki bir ayı ninemizin hayvanlarına musallat olmuştur. Artık canına tak eden ninemiz çiftesine sarılarak yine kapısına dayanan ayyı öldürür. Tam başını yastığa koyup rahat uyku çektiği gecenin sabahında kapısı çalar…bir açar ki kapısında orman muhafaza memurları… ellerinde bir tutanak …
-Ninecim sen bir ayı öldürmüşsün
-evet çok üzüldüm ama mecbur kaldım…
-Ninecim ayı öldürmenin cezası 5 bin lira… sen bu tıtanağı imzala borcunu da en kısa zamanda öde olur mu?
şaşkın şaşkın kesilen cezaya anlam veremeyen ninemiz:
-Bu ceza nereden çıktı a benim evladım ?
Orman görevlisi biraz üzgün biraz mahçup görevi gereği yaptığı bu işi
-Nineceğim Mecliste yasa çıktı. Ayı vurmanın cezası var artık …
Üzgün ve şaşkın ninemizin ağzından umutsuzca ve ümitsizce yazı başlığında ki cümle dökülüverir…
İşte Mecliste görüşmeleri devam eden bu yasa çalışmaları ninemiz gibi bütün insanları odak noktasına almak zorunda olduğu kadar… hayatımızın her anında insana hizmet eden ; çocuklarımızı zehirleyen uyuşturucuları da bularak kaç canı kurtaran, kaybolan insanlarımızı bularak insanları sevdiklerine kavuşturan, insanları ve hayvanlarını gece nöbet tutarak koruyan ağzı var ama dili olmayan köpeklerimizi de odak noktasına almak zorundadır. Kanun teklifi genel amacını; hem insanı hem çevreyi hem de hayvanı koruma olarak belirleyerek doğru adımı atmış; yakala-kısırlaştır-tut- sahiplendir hedefi ile de adeta tavan yapan yasa, anlamsız bir ötenazi kavramı ile bu güzel amaç ve hedefi bir kavrama adeta kurban etmiştir. Komisyon çalışmalarında her ne kadar ötenazi kavramı çıkartılmış ise de; metnin, atıf yaptığı Veterinerlik Hizmetleri Kanunu’nun 9 uncu maddesinin 3. Fıkrası da tartışmaları bitirememiştir. O halde çok iyi niyetle ortaya çıkmış olan bu yasa teklifinin Meclis Genel Kurulu çalışmalarında aşağıda sıraladığım önerilerin teklif metnine yansıması durumunda önemli tartışmaların son bulacağına olan inancım tamdır:
1) Veteriner Hizmetleri Kanunu’nun 9 uncu maddesinin 3’üncü fıkrasının 2 nci alt bendi olan “veteriner hekim tarafından ötenazi yapılmasına karar verilebilir. Ötenazi işlemi veteriner hekim tarafından veya veteriner hekim gözetiminde yapılır “ ifadesi, “veteriner hekim tarafından ötenazi yapılmasına karar verilmesi durumunda Ötenazi işlemi, Hayvansever STK’lardan bir temsilcinin o ilde ki barodan bir temsilcinin, Tarım ve Orman İl Müdürlüğü, Sağlık İl Müdürlüğü i, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğü’den birer temsilcinin yer aldığı Sokak Hayvanları Kurulu kararı ile verilir” şeklinde değiştirilmelidir.
2) Sokak Hayvanlarının sahiplendirilmesini teşvik edici hükümlerin teklif metninde olması yerinde olacaktır. Belediyeler zaten barınaklarda bu masrafları yapacağı için veteriner hizmetleri ve mama konusunda ki teşvikler sahiplenme sayısını artıracaktır.
3) Bu teşvik özel barınaklara da sağlanarak teşvik konusu çeşitlendirilmiş olacaktır.
Velhasıl amaç üzüm yemek olmalıdır, bağcıyı dövmek değil…”