Beştepe'de gerçekleştirilen Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısı saat 15.35'te başlayarak yaklaşık 3,5 saat sürdü.

Toplantıda Rusya-Ukrayna savaşı, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki barış süreci, İran'daki gelişmeler, İsrail'in bölgedeyi tehdit eden saldırıları ve Yunanistan ile ilişkiler başta olmak üzere diğer bölgesel ve uluslararası konular ele alındı.

Ortadoğu'da İran ve İsrail arasındaki çatışmalar ile İsrail'in Lübnan ve Gazze'ye yönelik saldırıları ana gündem konuları olarak ele alındı. Bölgedeki krizin Türkiye'ye olan etkileri kapsamlı şekilde değerlendirildi. Gazze'de ateşkesin sağlanması ve insani yardımların ulaştırılması için yapılan diplomatik çabalar da görüşüldü.

MGK'nın bir diğer önemli gündem maddesi ise terörle mücadeleydi. Irak ve Suriye'de yürütülen operasyonlar tartışıldı; FETÖ ve DAEŞ'e karşı devam eden mücadeledeki son durum değerlendirildi.

MGK kararları açıklandı

MGK toplantısı sonunda yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi:

1. PKK/KCK-PYD/YPG, FETÖ ve DEAŞ terör örgütleri başta olmak üzere millî birlik ve beraberliğimiz ile bekamıza yönelik her türlü tehdit ve tehlikeye karşı yurt içinde ve yurt dışında azim, kararlılık ve başarıyla gerçekleştirilen operasyonlar ile son dönemde meydana gelen uluslararası gelişmeler hakkında kurula bilgi sunulmuştur.

Mansur Yavaş'tan “istifa” açıklaması Mansur Yavaş'tan “istifa” açıklaması

2. Suriye topraklarında yuvalanan terör örgütlerinin etkisiz kılınmasına yönelik faaliyetlerin aralıksız bir şekilde sürdürüleceği ve millî güvenliğimize halel getirebilecek herhangi bir plana veya oldubitti girişimine müsaade edilmeyeceği vurgulanmış; ülkedeki ihtilafın, bölgemiz ile Suriye halkının menfaati ve beklentileri istikametinde çözüme kavuşturulmasına yönelik gayretlerin artırılacağı belirtilmiştir.

3. Komşumuz Irak ile başta PKK/KCK-PYD/YPG olmak üzere ülkelerimiz için müşterek tehdit oluşturan terör örgütleriyle mücadelede iş birliğimizi ilerletme konusundaki kararlılığımız teyit edilmiş; kardeş Irak halkının güvenliğine, huzuruna ve refahına atfettiğimiz önemin altı bir kez daha çizilmiştir.

4. Filistin halkının bir yıldır tüm dünyanın gözleri önünde maruz kaldığı soykırımın durdurulması ve Filistin’de kalıcı ateşkes ve barışın gecikmeksizin sağlanması yönündeki Türkiye’nin kararlı çabalarının yanı sıra uluslararası gayretlerin de artırılarak sürdürülmesi gerektiği ifade edilmiştir. İsrail’in çatışmaları Orta Doğu’ya yayma hedefiyle Filistin topraklarının ötesine yönlendirdiği saldırıların engellenmesi hususunda, başta birleşmiş milletler güvenlik konseyi olmak üzere mesuliyet mevkiinde bulunan aktörlere bir an evvel harekete geçme çağrısında bulunulmuştur. İsrail’in insanlık dışı saldırıları karşısında, Türkiye’nin milleti ve devleti ile kardeş Lübnan halkının ve hükûmetinin yanında olacağı teyit edilmiştir. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’ni istenmeyen kişi ilan ederek ülkeye girişini yasaklaması, İsrail’in hukuk tanımazlığının son örneği olarak kınanmıştır.

5. Türkiye’nin, Akdeniz ve Ege Denizi’nde kalıcı istikrar ve huzurun tesisi marifetiyle iş birliği zeminleri geliştirilmesine yönelik samimi yaklaşım ve gayretlerinin suistimaline izin vermeyeceği kaydedilmiş; aklıselimle hareket edilmesinin en doğru tercih olduğu vurgulanmıştır.