ERCAN KÜÇÜK / HABER MERKEZİ

Üye sayısı bakımından dünyanın en büyük baroları arasında bulunan 63 bin üyeli İstanbul Barosu’nda iki gün sürecek seçim heyecanı başladı.
Aylar süren hazırlıklar ve aday çıkarma sürecinin ardından, bugün 12 aday Haliç Kongre Merkezi’ndeki genel kurulda karşı karşıya geliyor.

Genel kurulun başlaması için baronun üye sayısının %10’unun imza vermesi gerekiyordu; bu imzalar saat 12.55 dolayında tamamlandı ve başkanlık seçimli genel kurulun başlaması için salona çağrı yapıldı.

Genel kurulun başlamasıyla birlikte tartışmalar da başladı ve tansiyon yükseldi. Baro Başkanı Filiz Saraç, Divan Kurulu için başka aday olup olmadığını sorduğu anda Av. Savaş İşliyen, usule yönelik itirazı olduğunu iletti. Saraç, kürsüyü İşliyen'e bıraktı. İşleyen, tüm başkan adayları oturduğu zaman itirazını dile getireceğini söyledi. İşliyen'e avukatlar tepki gösterdi, tansiyon yükseldi. İşliyen; "Kanuna göre itiraz halinde, cetvele göre ad okunmak suretiyle okunur. Yönetmeliğe göre salonda 6500 kişinin olması gerekir" dedi. 
Saraç; "Tutanaklara itirazınız geçmiştir, sizi yerinize alıyorum" diyerek İşliyen'i kürsüden indirdi.

Türkiye’den Kafkaslar'a yüksek standartlı ulaşım Türkiye’den Kafkaslar'a yüksek standartlı ulaşım

İstiklal Marşı iki kez okundu

Genel kurulun başlamasıyla birlikte ikinci bir gerginlik daha yaşandı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından bu kez de İstiklal Marşı tartışması çıktı. İstanbul Milliyetçi Avukatlar Grubu, İstiklal Marşı’nın okunması sırasında bazı üyelerin ayağa kalmadığı ve İstiklal Marşı’nı okumadığı gerekçesiyle sahne önüne gelerek tepki gösterdi. Genel kurula getirilen öneriyle İstiklal Marşı yeniden okundu.

İşliyen: Baro yozlaştı!

Genel kurulda ilk konuşmayı Bağımsız Başkan Adayı Av. Savaş İşliyen yaptı. İşliyen, Kivan Kurulu’na tepki gösterdi. Baronun yalnızca bir meslek örgütü olmadığını vurgulayan İşliyen, baronun yozlaştığını söyledi. Baroda şeffaflık ilkesinin zarar gördüğünü belirten İşliyen, baro tesisleriyle ilgili eleştirilerde bulundu. Ali Gürbüz ve İbrahim Kaboğlu'nun adaylığına yönelik eleştiriler yapan İşliyen'e bazı avukatlar tepki gösterdi. Gürbüz'ün AK Parti’yle ilişkili olduğunu savunan İşliyen, baronun mallarını talan edenlerin Gürbüz'ün etrafında toplandığını iddia etti.

İşte adaylar!

İstanbul Barosu’nun yeni başkanı olmak için yarışan 12 adayın isimleri şöyle:
Filiz Saraç (Önce İlke Çağdaş Avukatlar Grubu).
Ali Gürbüz (Önce İlke Çağdaş Avukatlar Grubu).
Hasan Kılıç (Avukatın Yükselişi Hareketi).
Mert-er Karagülle (Değişim İçin Güçlü Baro).
Turgay Bilge (Avukat Hakları Grubu).
Türkan Kara (Genç Hukuk Hareketi).
Abdulhalim Yılmaz (Bağımsız Avukatlar).
Hakan Çatak (İstanbul Milliyetçi Avukatlar Grubu).
İbrahim Özden Kaboğlu (Değişim İçin Avukatlar).
A. Metin Uracin (İstanbul Avukatlar Birliği).
Savaş İşleyen (Bağımsız).
Yasin Şen (Bağımsız).

İstanbul’da iki baro bulunuyor

İstanbul’da iki tane baro bulunuyor. Türkiye Barolar Birliği’nin verdiği yetkinin ardından, 2020 yılı sonlarına doğru İstanbul’da ikinci bir baro daha kurulup tüzel kişilik kazandı ve “İstanbul 2 No’lu Baro” adını aldı. İkinci baronun 3 bin 500 dolayında üyesi bulunuyor.

İstanbul Barosu Başkanı ve Önce İlke Çağdaş Avukatlar Grubu Başkan adayı Av. Filiz Saraç’ın Genel Kurul açılış konuşması

İstanbul Barosu Başkanı ve Önce İlke Çağdaş Avukatlar Grubu Başkan adayı Av. Filiz Saraç, genel kurulun açılışında yaptığı konuşmada, adalet sistemine ve toplumsal sorunlara yönelik sert eleştirilerde bulundu. Saraç, "Adalet sarayları yapıldı ama içinde adil yargılamalar olmadı. Mahkemeler Anayasa Mahkemesi kararlarını tanımadı." dedi. Ayrıca Saraç, ifade özgürlüğünün de büyük darbe aldığını "Geçen dönemlerde olduğu gibi bu dönemde de ifade özgürlüğü büyük darbeler almıştır." sözleriyle belirtti.

Saraç, adalete erişimde vergi uygulamalarına da karşı çıkarak, özellikle CMK ve Adli Yardım hizmetlerinden KDV'nin tamamen kaldırılması gerektiğini ifade etti. Türkiye’nin deprem ülkesi olmasına rağmen afet yönetiminde yeterli adımlar atılmadığını vurgulayan Saraç, depremle ilgili yargılamalarda cezasızlık politikasının terk edilmesi gerektiğini söyledi.

Kadına yönelik şiddetle mücadelede önemli bir geri adım olarak nitelendirilen İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararına da değinen Saraç, "İstanbul Sözleşmesi’nden 20 Mart 2021 tarihinde çekilme kararı verilmesi kadına yönelik şiddetle mücadelede ciddi bir geriye gidişe neden olmuş ve şiddet uygulayanları cesaretlendirmiştir." ifadelerini kullandı.

Baro Başkan Adayı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu:

"Adaylar benim Avukatlığımı sorguladılar. Hem yerel hem ulusal ölçekte barodayım. Anayasa avukatlığı yaptım. Anayasa avukatlığı mesleğini açtım sizlere armağan ediyorum. Velilliğiki engellemek istediler engelleyemediler. 
Bu kadar sorguluyorsanız neden atmadınız beni ist Barosu'ndan?

Adil yargılanma hakkı en temel haklardan biridir. Anayasal yıkım karşısında ist Barosu ne yaptı? Nasıl bir tepki gösterdi?
27 Ekim 2023te AYM'nin verdiği can Atalay kararı ve mecliste kan döküldüğü zaman ne yaptı İstanbul Barosu? 

İstanbul Barosu'nun eşit yarışma imkanı tanımadığını savunan Kaboğlu, saraydan mı esinlendiler dedi."
Konuşma için verilen süreyi aştığı için tepki gelen Kaboğlu konuşması sırasında Hak hukuk adalet sloganları atıldı..

Taciz iddiası

Filiz saraç adına konuşma yapan avukata, diğer avukatlar kürsüden siyaset yaptığı iddiasıyla tepki gösterdi.

Bir avukat konuşmasında, 25 yaşında bir kadın avukatın 80 nyaşında bir meslektaşı tarafından taciz edildiğini, baro yönetimine bildirdiklerini, ancak bir işlem yapılmadığını, tacizci avukatın ilan vermeye devam ettiğini savundu. Baro Başkanı Filiz Saraç'ın tacize göz yumduğunu öne sürdü. 

İstanbul Barosu Başkanı Filiz Saraç, asılsız iddialara müdahale etmemekle suçladığı Divan Kurulu'nun, başından beri yanlı yönetim gösterdiğini söyledi. İddialara Kadın Hakları Merkezi Başkanı cevap verdi.

"Bizi karalamak için söylüyor"

Kadın Hakları Merkezi Başkanı ise, Saraç'ın iddialarına ilişkin şunları söyledi:

Biz bütün davalarda gerektiğinde müdahil gerektiğinde de gözlemci oluyor ve takipçi oluyoruz. Kendsiyle ilgili herhangi bir şikayet ve dava yok. İlk duruşmaya bizzat ben gittim ve gizlilik kararı verildi. Ben mağdur meslektaşımızı arayarak duruşma tutanağını istedim. Duruşma 8 Kasım'a ertelendi ve savcı mütalaa kararı verdi. Mağdur meslektaşımızın da öldürülme riski olmadığı söylendi. Yani kendisi şu anda olayı provoke etmek için söylüyor. Bizi karalamak için söylüyor.

Editör: Elif Erbay