Sözümün arkasındayım… Trakya yakasında bir yasaya mugayir ihale, imara aykırı inşaat işi varsa bilin ki arkasından Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün çıkar… Neden mi? Anlatayım…Dün Çağlayan Adliyesinde bir alacak-verecek davasının izleyicileri arasındaydım…Konu, daha önce de haber yaptığım kaçak yapılaşmanın nirvanası olarak tanımladığım Büyükçekmece Eresin Yaşam Merkezi Rezidans’ın Yapı Denetim Firmasına tam 10 yıldır ödenmeyen borç davasıydı…Doğal olarak tanıklar dinlendi. Eresin Grup’un muhasebe müdürü ve müdür yardımcısı da tanıklar arasındaydı. Müdür, ödeme konusunu hatırlamadığını söylerken, eski müdür yardımcısı ise alacaklı Levent Öztürkçine’nin tüm ödemelerinden bilgisi olduğunu, söz konusu alacaklıya ödemelerin kasıtlı olarak patronu Ahmet Bircan Eresin emriyle yapılmadığını beyan etti.
Benim duruşmaya katılma nedenim ise farklıydı. Eresin İnşaat’ı yakından takip etmemden dolayı Levent Öztürkçine ile muhabbetim vardı ve sıklıkla görüşmekteydim. Kendisinin talebi üzerine duruşmayı izlemem gerekiyordu. Çünkü, bir itirafçı olduğunu ve Eresin Grup para hareketleri hakkında gizli bilgilere vakıf olduğunu, adının açıklanmaması kaydıyla konuşmaya hazır olduğunu söylemişti. Duruşma sonrasında Öztürkçine ile bir balık lokantasında oturduk. Kısa bir süre sonra da itirafçımız geldi. Hızlıca konuya girdik ve sohbetimize başladık. F.A.K.’nın verdiği bilgiler ilginçti:
HER TAŞINDA ALTINDAN ÇIKAR
Eresin İnşaat’ın geçmişte tüm kirli işlerinin muhasebe birimi tarafından yürütüldüğünü ifade eden F.A.K.’nın itirafları şöyle, “Büyükçekmece Belediyesi’ne ödenen yüklü bağışların aracılar tarafından alındığı için ispatının mümkün olamayacağını baştan söylemem gerek. Bildiğiniz gibi İstanbul Organize Suçlar Şubesi tarafından yapılan operasyonda patronum Ahmet Bircan Eresin ve bir çalışan 2011 yılında yaklaşık dört ay tutuklu kalmıştı. Bir şekilde beraat ettiler. Bunun bir yıl kısa bir süre geçmişti ki Büyükçekmece Belediye Başkanı CHP’li Hasan Akgün, kızı adına otomotiv şirketimizin bayii olduğu KİA’dan tam donanımlı araç hediye edilmesi talebinde bulundu. Düşünebiliyor musunuz? Patronumuz daha hapisten çıkalı bir yıl geçmiş. ‘Bu ne cüret?’ diye kendi aramızda konuşmuştuk…Hasan Akgün, tam donanımlı lüks otomobili pervasızca doğrudan kızı adına istiyordu. Haliyle şirketimizin belediye ile ruhsat işleri vardı ve bu tabi karşılamak zorundaydı…Söz konusu araç, 10 Ağustos 2013 tarihinde kızı Gülin Akgün’e araç teslim edildi. Satışta ne kredi kartı ne havale ne de elden ödeme yapılmadı. Gizli kasadan bu ödeme yapıldı ve satış işlemi muhasebe servisimizce yürütüldü. Yani, tüm işlemleri yapan bizdik. Bir arkadaşı bankaya göndererek Gülin Akgün adına gereken miktarı Eresin Otomotive ödenmek üzere yatırdık… İtiraz ederlerse bankaya paranın Gülin Akgün adına kim tarafından yatırıldığını sorun. Doğru mu yalan mı ortaya çıksın!”
OTOMOBİL+VİLLA+DÜĞÜN
“Gülin Akgün, aracı bir yıl sonra, yani 7 Ağustos 2014 tarihinde Eresin Otomotiv’e sattı. Kuruş ödemediği aracı yüzü dahi kızarmadan Eresin Otomotive satıp parasını aldı! Söz konusu araç bir yıl galeride bekledikten sonra 17 Ağustos 2015 tarihinde Zafer K. Adlı şahısa satıldı… Tabii başka yöntemler de uygulanmadı değil…Yine bir belediyeci Üsküdar’da bir villa satın almıştı. Bu villanın her ay taksitlerini bizzat ofise gelip patrondan elden alıyordu. Mesela gayri yasal üretilen daireler için tapu mu çıkarılacaktı. Hemen Tapu’da bir memur ayarlanıyor, hediyesi önden veriliyor, yasal olarak çıkması imkânsız olan tapular kolayca çıkarılıyordu…İnşaat aşamasında kime ne kadar hediyeler verildiğini inanın sayısını bilmiyorum…Bir de komik bir olay anlatayım ki, bu olayın şahidi de çoktur…Hasan Akgün’ün yakın mesai arkadaşından biri gönlünü personeline kaptırmıştı. Olay duyulunca evlenmek zorunda kaldı. Bilin bakalım yemekli-içkili düğün hediye kimdendi? Tabii ki Eresin İnşaat…Nikahını bizzat Hasan Akgün’ün kıydığı düğün için 2013 yılında 170 bin TL’yi bizzat biz ödedik… Haa, unutmadan; patronum düğünde geline beşibiryerde gerdanlık takmayı da ihmal etmedi! Unutmadan; samimi bir itirafta da bulunmam gerekiyor. Bunca yıllık hayatımda Ahmet Bircan Eresin kadar bonkör bir insan görmedim, yeminle! Çalışanlara değil, ama çevresine karşı aşırı bonkör bir insandı!”
İSPATI ZOR SUÇ: RÜŞVET
Evet, Eresin İnşaat’ın çalışanlarından F.A.K.’nın samimi itirafı böyleydi… Eresin İnşaat’ta çalıştığı süreçte birçok hediye verme olayının içinde yer almıştı. Ancak, hediyeyi belgelemenin imkânı yoktu. Araç hediyesi ise inkârı mümkün değildi ve kayıtlarda sabitti. Peki, Eresin yargılamadan ceza almadan nasıl kurtulmuştu? Rüşvetin belgesi yoktu. Ve bulmak da neredeyse imkansızdı. Yargılamadan sadece imara aykırı yapı yapmaktan ceza alıp paçayı kurtarmışlardı…
Peki, şu Eresin İnşaat için geçmişte ne gibi haberler yapılmıştı. 2023 Mart’ında kaleme aldığım bu yolsuzluk, kanunsuzluk timsali Eresin Yaşam Merkezi inşaatında neler yaşanmıştı? Hatırlatmakta faydalı olacağına inandığım için bu haberin büyük bir bölümünü tekrar huzurlarınıza sunuyorum…
İMAR YOLSUZLUĞU DEĞİL YOLSUZLUK TEFRİKASI
Hasan Akgün çiftliğinde geçmişte yaşanan ve hala yaşanmakta olan konumuza gelelim. Evet, konumuz Büyükçekmece’de faaliyetleri bir türlü bitmeyen Eresin Yaşam Merkezi Rezidans inşaatı… Bu inşaat adeta Türkiye’nin özetiydi …Türkiye’de parası olana ne yargının ne imar kanununun ne yönetmeliğin işlemediği, her türlü filim fırıldağın hayat bulduğu bir inşaat faaliyetiydi Eresin Rezidans. Takvimler 2000’leri gösterirken Eresin Grup Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bircan Eresin, B. Çekmece ’de D-100 karayolu üzerinde bulunan 8363 metrekarelik arsasına inşaat yapmak için harekete geçiyordu. Eresin Grup, 12 Ağustos 1999 tarihinde B. Çekmece Belediyesi’ne başvurarak inşaat ruhsatı alıyor… Ardından inşaat faaliyetleri başlıyor. İnşaattaki ilerlemeler dikkatli gözlerden kaçmıyor. Yolsuzluklara ve Haksızlıklara Karşı Mücadele Derneği, inşaatın imara aykırı ilerlediği gerekçesiyle savcılığa suç duyurusunda bulunuyor… Savcılık, şikâyet üzerine bilirkişi görevlendiriyor…Bilirkişi, incelemesinde ruhsat başvurusu yapıldığı tarihte zorunlu olan harcın yatırılmadığını fark ediyor. Ruhsat harcı yatırmadan bu iznin almasının kanunen imkânsız olduğundan yola çıkarak araştırmasını derinleştiriyor ki bir de ne görsün? Ruhsat harcının 11 Eylül 2000 tarihli olduğunu tespit ediyor. Evet, Hasan Akgün’ün yönettiği belediye geçmişe dönük sahte belge hazırlamış, ancak geçmişe dönük ruhsat harcına kılıf uyduramamıştı. Belediye yönetimince geçmişe dönük belge hazırlanabiliyor, ancak geçmişe dönük belediye hesabına para yatırması mümkün olamıyordu. Peki kurnazımız neden bu yola başvurmuştu? Basit! Dikkat ederseniz sahte ruhsat, 1999 Gölcük depreminden 5 gün öncesine, yani 12 Ağustos tarihliydi. Neden? Çünkü büyük depremin ardından tüm inşaat faaliyetleri durdurulmuş, ardından inşaat yönetmeliği değiştirilmişti. Deprem öncesinde alınan ruhsatlar eski yönetmeliğe göre daha az maliyetle yapılıyordu. Gördüğünüz gibi deprem-meprem çok da umurunda olmuyordu Sayın Akgün’ün!
BREZİLYA DİZİSİ GİBİ, BİTMİYOR!
Bilirkişi, Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığına hazırladığı raporda, ruhsat harcının 11 Eylül 2000 tarihinde yatırıldığını ortaya çıkarıyor. Hazırlanan raporda bu durum, “Geçmişe dönük evrakta sahtecilik cürmü işlemek suretiyle ruhsat düzenlendiği, geçmişe dönük harcın yatırılmasının ise imkânsız olduğu için 57 bin 316 TL’lik tutarın belediye hesabına 11 Eylül 2000 tarihinde aktarıldığı görülmektedir” notuyla savcılığa sunuluyor. Yasadışı başlayan inşaat faaliyetlerinin bununla sınırlı olmadığını yine bilirkişi raporundan öğreniyoruz. Bilirkişinin hazırlayıp Büyükçekmece Başsavcılığına sunduğu rapor şöyle: “454 ada 3 parselde 8363 m2 büyüklükte, inşaat izni 3345 m2 oturuma sahiptir…İnşaatta yapılan ölçümlerde inşaat oturumunun 5102 m2 kare olduğu ve fazladan 1757 m2 imara aykırılık görülmüştür. E:2.50 yapılanma şartlarında 454 ada 3 parselde 20,907 m2 imar planına esas net inşaat alanı yapılması gerekirken; zemin üstünde bürüt:71,592 m2, net:42729,46 m2 inşaat alanı yapılarak imar mevzuatına aykırı 21,821 m2 fazladan inşaat yapıldığı, zemin altında imar mevzuatına aykırı 9723 m2 fazladan inşaat yapılarak toplamda 31545, m2 imar mevzuata aykırı fazladan inşaat alanı yapıldığı tespit edilmiştir.”
Hasan Akgün belediyeciliğini gördünüz… Bir inşaatın baştan sona yasalara aykırı nasıl yükseldiği resmî belgelerle ortaya konuluyordu. Peki, bu alanda tek yetkili Büyükçekmece belediyesi mi? Hayır! Anaarter olması sebebiyle İstanbul Büyükşehir Belediyesi bu inşaat hakkında bir işlem yaptı mı?
Hayır!
Gördüğünüz gibi CHP’li ilçe belediyesi ile AKP’li İBB büyük inşaat rantında körler ve sağırları oynuyordu…
RANT 1,5 MİLYAR TL
Evet gördüğünüz gibi Eresin Yaşam Merkezi tüm bu badireleri düşe kalka atlatmayı başarmıştı. İskana uygun olmayan bu yapı yargı sürecinin aşılmasıyla ne durumdaydı. İskân alması imkansızdı ve grup iflasın eşiğindeydi. Yüzlerce milyon harcanan binanın akıbeti belirsizdi. Derken Türkiye Cumhuriyeti imdadına yetişiyor, 2018 yılında İmar Affı çıkarılıyordu. Devasa büyüklükteki rezidans için kurtuluş umudu doğmuştu. Eresin Grup, İmar Affının yürürlüğe girmesinin hemen ardından İstanbul Çevre ve Şehircilik Müdürlüğüne başvurarak aftan yararlanıyordu. Fazladan 31 bin 545 m2 rezidans kaçağı bulunan Eresin Yaşam Merkezi’ne İstanbul Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü ne kadar yasallaşma bedeli çıkarıyordu? Tam tamına 4 taksitle ödemek koşuluyla 20 milyon 340 bin 358 TL. Yanlış okumadınız! Bu bedeli neye göre çıkardı devletimiz anlaşılamıyordu. Döviz olarak 2018 tarihinde 4 milyon dolar rajon kesiliyordu Eresin Grup’a. Rezidansın yasallaşması üzerine kat irtifakları çıkıyor ve kredili satışa uygun hale geliyordu. Eresin Yaşam Merkezi rezidanslarında satışlar nasıl hesaplanıyordu? Buraya dikkat! Metrekaresi 50 bin TL’den satışa çıkılıyor ve rezidanslar kısa bir sürede satılıyordu. Şimdi gelelim hesap kitaba. Kaçak rezidansımızın yasadışı fazlalığı ne kadardı? 31 bin 545 m2. Bu fazlalığı 50 bin TL ile çarpıyoruz ve çıkan rakama inanamıyoruz: 1 milyar 585 milyon 639 bin 627 TL. Rantın büyüklüğü gördünüz mü? Bu rant Eresin Grup’u ve Büyükçekmece Belediyesi’ni durdurabildi mi? Hayır, asla! Aynı inşaatta imar affı sonrasında da kaçak yapılaşmaya devam ediliyor. İki kule rezidansın arasında iki katlı bir çelik konstrüksiyonu yükseliyordu.
Ne diyelim?
Gözünüz doysun, gözünüz!