MERT SAYAN / HABER MERKEZİ

Türk tarihinin tanık olduğu en tehlikeli ihanet örgütü FETÖ’nün birçok alana sızdığı biliniyordu, ancak bir dönem Türk film sektörünün kalbi olan Yeşilçam’a da sızdığını, hatta bir “Yeşilçam İmamı” atadığını kaçınız tahmin edebilirdiniz?

Bir dönem FETÖ’nün içinde yer alan, hatta üst düzey görevler alan, ardından ihanet örgütünün gerçek yüzünü görerek ayrılan ünlü aktör Bülent Polat’ın hikâyesini ilk kez Samimi Haber okurları öğrenecek.

Onlarca filmde başrol oynayan ve şimdilerde 70 yaşında huzurlu bir emeklilik dönemi geçiren ünlü aktör, FETÖ’de yer almasını, Yeşilçam İmamlığı yapmasını, ihanet örgütünün Galatasaray’ı ele geçirmek için yaptıklarını, FETÖ’nün üst düzey isimlerini, Atatürk’e yapılan hakaretleri, örgütün Amerikan istihbaratıyla ilişkilerini görünce ayrılışını ve daha birçok şeyi ilk kez anlattı.

FETÖ’nün Türkiye’deki ilk 2 bin talebesinden biri olduğunu söyleyen Polat, örgüte nasıl girdiğini ve Yeşilçam İmamı olarak faaliyetlerini anlatırken cemaat içinde ciddi bir Atatürk düşmanlığı beslediğini ve öğrencilerini de bu şekilde yetiştirdiğini söyledi.

Manisa Turgutlu doğumlu ünlü aktör, FETÖ’yle tanışmasını anlatırken; “1976 yılında Manisa’da Turgutlu Lisesi’nde Ahmet isimli bir matematik hocam vardı. Beni kendi evine davet ediyordu. Evinde küçük bir dershane kurmuştu ve liseden 8-10 kişi kadar tanıdığım insanlar da vardı. Onunla çalışırken cemaat ile tanıştım. Ondan sonra bana sordular Fethullah Gülen’i tanıyor musun diye? Cemaat ile bu şekilde ilk iletişimimiz başladı” dedi.

“Bize Atatürk nefreti aşılıyorlardı”

O dönem FETÖ’yü “cemaat” olarak bildiğini, bu yapıyla ilişkisinin yeni başladığını söyleyen Polat, örgüt üyelerinin her hafta sonu Bornova’dan Turgutlu’ya özel araçla gelip kendisini aldıklarını, FEtÖ elebaşı Fetullah Gülen’le de Bornova’da tanıştığını anlattı.

Yaklaşık 2-3 ay bu şekilde “Gülen cemaati” ile sohbetlere katıldığını söyleyen Polat sözlerine şu şekilde devam etti:

“Sohbetlerde bize Atatürk nefreti aşılıyorlardı. Atatürk’ü hiç sevmiyorlardı. Bir öğrenci tuvalete gitmek istediğinde, izin vermek için zorla ‘Anıtkabir’e gidiyorum’ dedirtiyorlardı. Tabi o zaman biz Atatürk kim, bilmiyorduk. Fethullah Gülen, beni ‘Turgutlu Lisesi Müslüman Gençlik Başkanı’ olarak ilan etmişti. Ben de o dönem sağ-sol kavgasının içinden cemaate adam toplayarak yükselen bir grup haline gelmiştim.”

İlkokul mezunu biri tıpçılara, fizikçilere nasıl ders verir?

Fethullah Gülen’in Bornova’da tıp okuyan öğrencilerle bir arada kaldığını söyleyen Polat; “Sohbetlerde geçen sürede Gülen’e hayranlığım artıyordu” diye vurguladıktan sonra, bu hayranlığının bir nedeni olduğunu, sonradan bu hayranlığa neden olan gerekçelerin tamamen aldatmacadan ibaret olduğunu vurguladı.

Ünlü aktör, FETÖ’nün, sonraki yıllarda ucu üniversite ve askeri okullar sınav sorularını çalmaya kadar uzanan örgütlü hırsızlığa kadar uzanacak çirkin hilesini ve insanların dini hassasiyetlerini nasıl kullandığını şu cümlelerle açıkladı:

“Hepimiz Fetullah’ın ilkokul mezunu olduğunu biliyorduk. Ancak bakıyorsunuz Fetullah, her öğrenciye ayrı ayrı ders veriyor. Tıpçılara, kimyacı, matematikçilere ayrı ayrı dersler veriyordu. Ben de artık bu adam gerçekten Allah tarafından tüm bu meziyetlerle donatıldığına inandım. Çünkü her şeyi biliyordu. Tam bir lider. Demek ki boşuna değilmiş diye düşündüm. Ancak gerçeği sonradan öğrendim. Fethullah ders vermeden bir gün önce ona, gelecek sorular ve cevaplar veriliyormuş. Soru soracak öğrenciler ve sorular da bir gün öncesinden yine belirleniyormuş. İşte insanları böyle kandırıyorlardı. Ben de bu şekilde inandım, kandım.”

… Ve huzurlarınızda “Yeşilçam İmamı!”

Ünlü aktör Bülent Polat, örgütün Yeşilçam Sineması’nda nasıl yapılandığını ve burada da sohbetlerin olduğunu dile getirdi. İmamlık rolünü kendisi üstlendiği ve sinema sektörü içinde hafta sonu insanlarla sohbetler düzenlemeye başladığını söyledi. Ünlü aktör “Yeşilçam İmamlığı” görevini anlatırken; “1984 yılında Almanya’dan döndükten sonra bir yarışmada sinema erkek birincisi seçildim ve Yeşilçam serüvenim başladı. Çalışmaya başladım ancak cemaat her sene beni kontrol etmeye geliyordu. Durumumda bozulma var mı diye. Kısa sürede setlerde sohbetlere başladım. İnsanlara dini anlattım. Bir grubum oldu ve giderek çoğalıyorduk. Bundan dolayı cemaat tarafından Yeşilçam İmamı olarak adlandırıldım.”

Bülent-1

Örgütün para kasası kimdi?

Örgütün ABD’deki yapısıyla Türkiye’de direkt bağlantısı bulunuyor. Ancak Polat’ın 2002 yılında bir film çekimi için gittiği ABD’de örgütten ayrılma kararı orada gördükleri ile başlıyor. 2002’deki ABD ziyaretinde devlet yönetimine talip olan bir örgütsel yapıyla karşılaştığını belirten Polat, FETÖ’nün gerçek yüzünü o zaman ABD’de gördüğünü söyledi. “Örgütün içinde Yahudi zihniyeti taşıyan ve para konuları ile ilgilenen çok insan vardı. O dönemde örgütün para kasası Nurettin Veren’di” dedi.

“ABD’de 200 tane Fetullah Gülen var”

ABD’deki ziyaretinde gördüklerinden sonra FETÖ’yle bağlarını koparma kararı alan Polat, ABD’de fark ettiği gerçeği şu çarpıcı cümlelerle aktardı: “ABD’ye gittiğimde gördüm ki orada bir 1 değil 200 tane Fetullah Gülen var. Her Müslüman ülkenin bir Fetullah Gülen’i var orada. Her ülkenin bir hocası yani. O ülkelerde ABD’nin beğenmediği bir rejim olduğunda bu kişileri devreye sokuyor ve bunun üzerinden ilerliyormuş.”

Gülen’i FBI koruyormuş

Fethullahçı Terör Örgütü’nün ABD’de bir akşam sohbetine katıldığını belirten Polat; “Sohbetin ardından fark ettim ki kapıda gece geç saatlerde bile 15-16 tane FBI aracı ve ajanları bekliyordu. Sohbetten çıkıp her arabaya bineni bir FBI aracı takip ediyordu evine kadar ya da gideceği yere kadar. O gün Fetullah’ın Amerikan istihbaratı tarafından korunduğunu anladım ve onlardan ayrılmaya karar verdim”.

“Milletvekili adayımız ol, seni kültür bakanı yapalım dediler”

Polat, ABD ziyareti sırasında bir teklif aldığını, kendisine 2002 genel seçimlerinde milletvekili adayı olmasının önerildiğini, sonradan bakanlık koltuğunun verileceğini şu sözlerle anlattı:

Uzmanı Suriye’deki son gelişmeleri değerlendirdi... Kemal Çiftçi: “Türkiye genişlemeye zorlanıyor” Uzmanı Suriye’deki son gelişmeleri değerlendirdi... Kemal Çiftçi: “Türkiye genişlemeye zorlanıyor”

“İstanbul 3. Bölge’den, Kadıköy’den 10. sıra milletvekili adaylığı teklif etti FETÖ bana. Milletvekili olursan seni Kültür bakanı yapacağız, kesin dediler. Hangi parti diye sorduğumda, o zaman yeni kurulan ve sonra iktidara gelen partinin adını verdiler. Yeni bir parti ve 10. sıra gelmez diye kabul etmedim. Zaten Amerika’da gördüklerimden sonra onlardan ayrılmaya da karar vermiştim ve kabul etmedim. Birinci sıra da verselerdi yine kabul etmezdim. Kabul etseydim kültür bakanıydım yani”

FETÖ’nün Galatasaray yapılanması

FETÖ’nün spor camiasında örgütlenmeye Galatasaray’la başladığını iddia eden Polat, FETÖ’nün Galatasaray ile bağlantısına ilişkin ilginç iddialar dile getirdi. Polat; “FETÖ, spor camiasına Galatasaray ile girdi. Galatasaray sporcuları ile başlayan sohbetlerde baş isim Sarı İsmail olarak da bilinen İsmail Demiriz’dir. ABD’de bulunurken Arif gelmişti. Ama İsmail, en başta gelir ve Hakan Şükür ile diğerlerini cemaate o getirmiştir” diye konuştu.

“Kendimi ihbar ettim”

Ünlü aktör Polat, ABD ziyaretinde gördükleri karşısında büyük bir hayal kırıklığına uğradığını anlattı. Sadece “Allah yolunda” diye bildiği FETÖ’nün gerçek yüzünü orada gördüğünü dile getirdi. Türkiye’ye döndükten sonra FETÖ ile arasına mesafe koyduğunu ve Yeşilçam grubunu dağıttığını söyleyen Polat, artık sorduğu sorular nedeniyle de problemler yaşadığını, kısa süre sonra örgütle ilişkisini tümden kestiğini söyledi. FETÖ’nün darbeye kalkışmasının ardından kendini ihbar ettiğini söyleyen Polat, ayrılma sürecini şöyle anlattı:

“ABD dönüşü Samanyolu TV’de işe başlamıştım. Ancak sürekli tartışmalar yaşıyordum. Bir dizi çekimine başlamıştık ama yönetmenle bile tartışıyordum. Bu nedenle diziden 3. bölümden sonra aforoz edildim. Benim yerime başkası oynamaya başladı… Darbe girişiminden sonra kendimi ihbar ettim. Vatan Caddesi’ni arayıp, ‘ben evdeyim, gelip beni alabilirsiniz’ dedim. Ancak aldığım cevap şu oldu: ‘Biz sizi ve duruşunuzu biliyoruz, siz yerinizde durun, biz kimleri alacağımızı biliyoruz’ dediler.”

Editör: Mert Sayan