Erdoğan, 2002 yılında ihracatın 36 milyar dolar olduğunu hatırlatarak, bunu 7 kat artırarak 256 milyar dolara çıkardıklarını belirtti. "Bugün Türk ürünlerinin girmediği ülke kalmadı," diyen Erdoğan, turizm sektöründeki gelişmelere de dikkat çekerek, 13 milyon turistten 56,7 milyon turiste ulaşıldığını ifade etti. Ayrıca, Türkiye'nin ekonomisinin %5,4 büyüdüğünü ve milli gelirin tarihte ilk kez 1,1 trilyon doları aştığını söyledi. Uluslararası yatırımlarda da 270 milyar dolara yaklaşıldığını aktardı.
Dış politikadaki eleştirilere de değinen Erdoğan, "Eksen kayması tartışması bunlardan biriydi. Türkiye, Batı'dan uzaklaşıyor iftirası bunlardan biriydi," şeklinde konuştu. Erdoğan, 2024 Türkiye'sini 30-40 yıl öncesinin kalıplarına mahkum etmenin büyük bir haksızlık olacağını ifade ederek, "Türkiye'nin oralarda ne işi var" demenin küresel siyaseti doğru okuyamamak anlamına geldiğini söyledi. Türkiye'nin bölgesel ve küresel ağırlık merkezi haline getirilmesi için her imkanın değerlendirildiğini belirten Erdoğan, Asya Pasifik ve Hint Okyanusu coğrafyasıyla iş birliğinin güçlendirilmesinin doğal bir adım olduğunu kaydetti.
Cumhurbaşkanı, Türkiye'nin Batı'ya yüzünü dönmüş bir ülke olduğunu ancak bu durumun doğuya sırt çevirileceği anlamına gelmediğini vurguladı. "Siyah-beyaz bir dünyada artık yaşamıyoruz. Kazan kazan temelinde dengeli, karşılıklı saygıyı esas alan bir yaklaşımla işbirliğimizi tüm ülke ve aktörlerle geliştirmeyi arzu ediyoruz," dedi.
Erdoğan, AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak milleti yeni, sivil ve kuşatıcı bir anayasa ile buluşturma amacında olduklarını da belirtti. Şiddeti teşvik etmediği sürece farklı fikirlere müsamaha gösterilmesi gerektiğini ifade eden Cumhurbaşkanı, yeni sivil bir anayasanın 15 Temmuz’da tanklara karşı direnen millete bir borç olduğunu söyledi.