İzmir Körfezi'nde son günlerde yaşanan kirlilik ve kıyıya vuran ölü balıklar ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. Bakan Kurum, İzmir Körfezi'nde özellikle liman bölgesinde oksijen seviyesinin sıfıra indiğini belirterek, İzmir Büyükşehir Belediyesi'ni sert bir dille eleştirdi.

"Denizdeki oksijen bitme noktasında"

Kurum, "İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmir Körfezi'ni adeta foseptik çukuru gibi kullanmış. Denizdeki oksijenin bitme noktasına gelmesi bunun en büyük göstergesi" dedi. Bu durumun hem çevreye hem de deniz yaşamına büyük zarar verdiğini ifade eden Kurum, körfezde acil temizleme çalışmalarına başlanması gerektiğinin altını çizdi.

"Desteğe hazırız"

Bakan ayrıca, kirliliğin çözümü için merkezi yönetim olarak destek vermeye hazır olduklarını belirtti ve İzmir halkına daha sağlıklı bir çevre sunulması gerektiğini vurguladı. Kurum, İzmir Körfezi'ndeki sorunların çözümü için kapsamlı bir plan hazırlanacağını da sözlerine ekledi.

Bakan Kurum'un açıklamaları şu şekilde:

Deprem bölgesi unutmamamız gereken alan. Gerçekten bir an önce, ki ben milli mücadeleye benzetiyorum, hep birlikte yapmamız gereken bir mücadele var. Tüm ekibimizle, kalbimizle mücadele ediyoruz. Arkadaşlarımız sürekli oradalar. İki bakan yardımcısı şu anda deprem bölgesinde. Ben de aylık rutin şekilde deprem bölgesini ziyaret ediyorum. Gittiğimde 'Murat Kurum gelmiş, iyi ki geldin, hoşgeldin, bizim konutlarımızı hızlandırırsın, yetiştirirsin' diye bakıp sarılmaları emin olun herşeye bedel. Allah bizi milletimize utandırmasın diyorum.

"Kaçak yapıları 'yıkın' diyoruz, izliyorlar"

Kamuoyuna yansımış bir durum. Biz dünyanın incisi dediğimiz İstanbul Boğazı'nda resmen çevre katliamı yaşanıyor. Boğaz'ın en güzel yerinde basit tadilat diye izin verilmiş. İşin içeriğine girdiğinizde basit tadilat olmadığı, tüm kamuoyunun tartıştığı bir olaydan bahsediyoruz. Buradaki yetki İBB Boğaziçi İmar Müdürlüğü'nde. 90 süre içinde basit tadilatı yapın demişler. Kaçak yapıları, kesilen ağaçları görmemişler. Günlerce kamuoyunda tartışılmış. Ağaçlar kesiliyor, çevre katliamı var. Buna ilişkin kimse tedbir almıyor, denmiş. Görmezlikten gelinmiş. Yetki Boğaziçi İmar Müdürlüğü'nde.

Herkes konuya müdahil oldu, sadece biz değil. Biz görür görmez, burada kaçak yapı inşaatı, ağaçların kesilmesi sözkonusu diye yazılı, sözlü Boğaziçi İmar Müdürlüğü'nü uyarıyoruz. 'Burada acilen tedbir alın ve bu kaçak binaların yıkımını gerçekleştirin' diyoruz. Yaklaşık 1 ay önce diyoruz bunu. 'Kaçak binaları yıkın' diyoruz ve izliyorlar.

Sanki buradaki çevre katliamına göz yumanlar onlar değilmiş gibi izliyorlar. Diyoruz ki, 'Yık, yıkmazsan biz yıkarız'. Ki inşaatı durduran biziz. Süre veriyoruz 'yık' diyoruz. Maalesef ilgilenen, o tarafa bakan yok. Bu inşaatı yıkmaya gidiyoruz, yıkım ekipleri ile birlikte Vaniköy'e gidiliyor ve yıkım sürecini başlatıyoruz. Sanki bu süreçte onları engelleyen varmış gibi, biz oraya gidince, apar topar 'biz de yıkıma gelmek istiyoruz' deniyor. Senin elinden tutan mı vardı? Niye yıkmadın buraya kadar? Nasıl algıyı yürütürüz, bakanlık söyledi ama biz o işin önüne atlatırız, geçeriz anlaşıyla oraya geliyorlar. Çok açık söylüyorum. Bunlar suçüstü yakalandılar. Boğaz'da onlarca örneği var.

"İBB'yi uyarıyorum, kaçak yapıya müsaade etmeyin"

İBB'yi uyarıyorum. Boğaz'da kaçak yapı varsa müsaade etmeyin. Varsa yapılan durdurun ve o kaçakların yıkımını gerçekleştirin. Buradan Habertürk'ten tüm Türkiye duysun. Varsa kaçak yapı durdursunlar. Yarın biz yıkıma gittiğimizde bizim peşimizden gelmeyin. Arkadaşlarımız bütün Boğaz'da çalışıyor, imara aykırı ne varsa gidip tespitlerimizi yapıyoruz. Gereken işlemi yapacağız. Buradan uyarmış olalım. Kendilerini göreve davet ediyoruz. İBB Boğaziçi İmar Müdürlüğü yetkisi sınırında olan İstanbul Boğazı'na sahip çıksınlar. Aksi halde biz müsaade etmeyeceğiz.Bunların tek adamı şov yapmak. Engelleyen yok ki. Yazmışım, durdurmuşum, mühürlemişim 'yık' demişim. Tebligat yapmışım.

Biz bu tespitleri 1 ay önce yaptık. Durdurduk, bildirdik, süre verdik. Yıkıma yönelik işlem yapmadılar. Seyrettiler, izlediler, görmezden geldiler. Biz oraya gidince onları engelleyen varmış gibi, şov yapmak üzere oraya konuşlandılar. Nerenin imara uygun olduğunu, nerenin kaçak olduğunu kendileri biliyorlar. Tedbirleri alsınlar, kaçak yapıları yıksınlar. Proje değişikliği yapılan inşaatları lütfen durdursunlar.

İBB Başkanı ne zaman arasa cebimden bana ulaşmıştır. Yine ulaşır, ararsa açarım. Bakan olduktan sonra aradı, 'görüşelim' dedi. Görüşeceğiz, kendisini davet edeceğiz. Görüşmeme durumumuz gibi bir şey olabilir mi? Seçimde yarıştık, milletimizin takdiri başımızın üstüne. Biz onu başkan olduktan sonra tebrik ettik, o da bizi bakan olunca tebrik etti. Önümüzdeki haftalarda çağıracağız, görüşeceğiz. Bütün konuları görüşmeye hazırız. İstanbul'un, milletimizin ihtiyacı için yetkimiz dahilinde yapılabilecek ne varsa yapmaya hazırız. Planla ilgili destek, yerle ilgili bir destek, personelle ilgili destek, makul ve mantıklı gerekçeleri olan her işi yapmaya hazırız. Hiçbir belediye şunu diyemez. Dün İzmir'deydim. Ondan önce Adana'daydım. Antalya, Adana Büyükşehir Başkanımız gelir. Talepleri varsa bizim yapacağımız bir şey ise niye yapmayalım. Bunlara destek olmayalım diye bir anlayışımız olabilir mi?

İzmir'de bundan yaklaşık 20-25 gün önce balık ölümleri gündeme geldi. Ekiplerimizi bölgeye sevk ettik. TÜBİTAK gemimiz var. Numuneler aldık. Bilim insanlarımızı görevlendirdik. Ekiplerimiz oraya gitti, numuneler aldı. Gerçekten gördüğümüz tablo içler acısı. İzmir Körfezi bitmek üzere. Bu tabloyu görür görmez de hemen açıkçası üzülerek böyle bir toplantı yapma ihtiyacını hissettik. Bilim insanlarımız, STK'lar ve ilgili ilçe belediyelerimizi, büyükşehir belediyemizi davet ettik. 'Burada bilim kurulu oluşturalım, bilimsel anlamda çalışsın, önerileri, fikirlerini, yönetmeliğin, kanunun tarif ettiği şekliyle sorumluluklarını yazalım' dedik. Musilajda ne yaptık? Hatırlayın, bir koordinasyon kuruluyla Marmara'da başarıyla yürüttük.Toplantıya büyükşehir belediye başkanı katılmadı. Dünya Sağlıklı Kentler Birliği toplantısına gitmiş. Başkan vekili arkadaş katıldı. İzmir Körfezi ölmek üzere, bitiyor ve İzmir Büyükşehir Başkanı sağlıklı kentler konferansına gidiyor. İzmir'e bakış açısını net bir şekilde anlatıyor bu durum.

"İzmir Büyükşehir Belediyesi foseptik çukuru gibi kullanmış"

Eleştirecek olsam 'toplantıya katıl' demem. O da yememiş içmemiş, sağlıklı kentler toplantısına katılmış. CHP Kongresinde boy gösteriyor bugün. Yurt dışında İzmir Körfezi'nin sağlıksız olduğunu, 25 yıl yönettiklerini mi anlattı merak ediyorum. Denizde incelemeler yaptık. Şu an olması gereken oksijen seviyesi, bir canlının yaşayaması için 4,5 mg/litre. Bizim ölçümlerimize göre iç körfezin liman bölgesinde oksijen sıfır. Canlı yaşamaz. Zaten kokuyor, çamuru da görebiliyorsunuz. Amonyak değeri olması gerekenden 50 kat fazla. İçinde zararlı maddeler var. Dip çamuru Körfezi doldurmuş. Tabiri caizse, İzmir Büyükşehir Belediyesi körfezi foseptik çukuru gibi kullanmış. Şu anta atıksu arıtma kapasitesi 605 bin metreküp. Gelen atıksu 700 binin üzerinde. Kapasite 600. 100-150 bin atıksuyu denize bırakıyorlar. Büyük Kanal Projesi diye anlattıkları projede yağmur suyu ve kanalizasyon hatları beraber yapılmış, doğrudan denize bırakılıyor. Buraya gelen derelerde bir tanesinde Tarım Bakanlığı sorumluluğunda, diğeri büyükşehirde. Islah etmemişler. Burada atıksu kapasite artımı yapmayan, altyapıyı yenilemekten, dereleri ıslah etmekten aciz İzmir Büyükşehir Belediyesi'der.

Seçim meydanlarında 'Biz İzmir Körfezi'ni temizleyeceğiz, kulaç atacağız' diye vaat veriyor. 'Bu balıklar gemiden getirdiler' diyenler de onlar. Bakan gelmiş, bakan yardımcıları gelmiş, bir sürü bilim insanı gelmiş. Üniversitelerden gelmişler. Sen yoksun. Neredesin? Sağlıklı Kentler Konferansı'nda sağlıklı olmayan kenti anlatıyor.

Sorumluluğunu yerine getirecek. Sonuçta biz bilim insanlarımızla çalışacağız. Bilim insanlarımız neyin doğru olduğunu söylüyorsa. 10 sene önce proje yapılmış. Navigasyon ve sirkülasyon kanalı yapalım demişler, hiçbir adım atılmamış. O günkü şartlarda proje doğru imiş, kısmen yararlıymış. Şimdi tartışıyoruz. Bilim insanlarımız Eylül'ün sonuna kadar acil eylem planı, Ekim'in sonunda kalıcı çözümü ortaya koyacaklar. Atıksu arıtma tesisinin kapasitesi artırılacak, derelerin ıslahı yapılacak. Yağmur ve kanalizasyon hatlarının ayrılması gerekiyor. Büyükşehirin sorumluluğu değil mi bunlar? Asli görevi bunlar. Yapmazsa her türlü hukuki süreci başlatırız. Cezai işlem, suç duyurusu dahil. Orada canlılar ölecek, insan sağlığı hiçe sayılacak. Biz de izleyeceğiz, yok öyle. Ben izleyeceğim, denetleyeceğim, yol göstereceğim, takip edeceğim, evsel atıklardan dolayı kirliliğinin takibini yapacağım. Kanunun emrettiği şekilde sorumluluğumuz varsa elimizi taşımızın altına koyacağız. Bilim insanlarımız bize neyi önerecekse onu herkes üstüne vazife edinecek.

"İzmir Körfezi'ndeki dip çamurunu alıyoruz"

Türkiye'nin en büyük çevre projesini başlattık. İzmit Körfezi'ndeki dip çamurunu alıyoruz. Deniz suyunu süzüyoruz. Dip çamurunu bertaraf tesislerine yolluyoruz. Türkiye'nin en büyük çevre projesi. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ile yapıyoruz. İlk etabı bitti. 2028'e kadar inşallah bitirmeyi hedefliyoruz. 2010'da tasarladıkları buna benzer projeymiş, ancak adım atılmamış.

MSB açıkladı: 4 terörist etkisiz hale getirildi MSB açıkladı: 4 terörist etkisiz hale getirildi

İzmir'de yağmur suyu kanalıyla yakın İlbank üzerinden 300 milyona yakın destek oluyoruz. Engelliyoruz diye bir şey yok. Kocaeli Büyükşehir'e verdiğimiz desteği kat be kat fazlasını verdik. İzmir'de deprem oldu. Bayraklı'nın bütün sokaklarını gezmiş insanım. Söz verdik ve gerçekleştirdik. Körfez temizlenecek. Burası Mavi Vatanımızın en kritik noktası. Milli mücadelemizin başlangıç noktası. Konsere para bulacaksınız, Körfeze para bulamayacaksınız, olmaz. İzmir'de sokağı dinleyin, vatandaşlarımızın ciddi rahatsız olduğunu görüyoruz. Bu insanlar bunu hak etmiyor. Yazık değil mi? Acil eylem 1 ay içinde çıkar çıkmaz herkes sorumluluğunu yerine getirecek.Biz de bunu izleyeceğiz, takip edeceğiz, uyaracağız.

Yarısı Bizden kampanyası ne durumda?

Yarısı Bizden'de sayın Cumhurbaşkanımız İstanbul'a bu projeyi müjdelediler. Mayıs ayı itibarıyla başvuruları aldık. İstanbul'da ciddi başvuru oldu. Burada gerek hibe gerek kredi noktasında devletimizin yardım ve desteklerine ilişkin. 700 bin kredi, 700 bin hibe 100 bin taşınma olmak üzere açıklandı. Şu an Yarısı Bizden'de yeni başvuru süreci yürütüyoruz. Tarihin önü açık, isteyen başvurabilir. Gerek bina bazında gerek parsel bazında tüm başvuruları arkadaşlarımız değerlendiriyor. Müteahhitlerin süreci daha rahat yönetilmesi adına hak edişlerin yüzde 30'ların verilmesi gibi hızlandıracak adımlarızı atıyoruz. Biz bir taraftan deprem bölgesini yürütüyoruz bir taraftan da İstanbul'da önemli iradeyi ortaya koyuyoruz. İstanbul'da 1,5 milyon riskli konut var. 600 bini hemenyarın dönüşmesi gereken konut. Bu noktada sorumluluk makamı olarak biz de kentsel, deprem dönüşümü ile ilgili elimizi, gövdemizi taşın altına koyacağız.

Bunun bütçesi Hazine ve Maliye Bakanlığımızca ayrıldı. Biz burada kendi kaynağımızı üretecek çalışmalar yapıyoruz. Sonuçta devletimiz güçlü. Sayın Cumhurbaşkanımız deprem varken bu iradeye ortaya koydular. Vatandaş ve belediyelerimizden gelen talep noktasında bu dönüşümü hızlı bir şekilde yürüteceğiz. Rezerv alanlarda konutlar üreteceğiz. Deprem toplanma alanı, sosyal donatı alanlarına ilişkin adımlarımızı atacağız. Okul, yeşil alanlar yapacağız. Bu konutların yapımını başlattık.Başakşehir, Sultangazi'de yapıyoruz. 800 bin üzerinde konutu dönüştürdük, devam edeceğiz. Birinci öncelik deprem bölgesi ise ikinci önceliğimiz İstanbul'da koyulması gereken iradedir. Gerçekten siyasette itibar sahibi olmak verdiğin sözleri tutmaktan geçiyor. O yüzden sayın Cumhurbaşkanımızın liderliği ile her seçimden galip çıkıyoruz. Yerel seçimde de milletimiz bize destek verdi. Mayıs seçimlerinde sayın Cumhurbaşkanımızı yüzde 52 oyla seçen irade Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşayan vatandaşlarımız. Vatandaş ülke yönetimini sana veriyorum, yerel yönetimde seni uyarıyorum dedi. Düzeltmesi gerekenleri düzelt demiştir. Biz de üzerimize düşen görevlerimizi yerine getireceğiz. Kimse boşuna heveslenmesin. Milletimiz bizi bekliyor. Çalışacağız, üreteceğiz. Umutun, geleceğin icraatı olmaya AK Parti olarak devam edeceğiz.

Editör: Ömer Göyce