Gazeteci Fatih Altaylı, "Hadi vergi paradır. Küfrede küfrede öderiz.  Ama ya hukuksuzca karartılan hayatlar.  Onun bedeli var mı!  Varsa kim ödeyecek o bedeli… " diyerek MTV iptali ve Gezi Davası hakkında verilen kararlara tepki gösterdi.

"HUKUKUN ÖLÜM GÜNÜ"

Altaylı, bugünkü köşe yazısında şu ifadelere yer verdi;

"Dün 28 Eylül’dü.

Dün yüksek yargı iki önemli davada karar verdi.

Anayasa Mahkemesi, Motorlu Taşıtlar Vergisi’nin ikinci kez tahsil edilmesine imkan sağlayan yasal düzenlenmenin iptali için açılan davada karar verdi.

Aynı iktidar tarafından 2003 yılında çıkarılan ve o dönem Anayasa Mahkemesi tarafından “Aynı vergiyi iki kez alamazsın. Ya tüm vergileri iki kez alırsın ya da araç sahiplerine ceza verir gibi onlara mahsus bir uygulama yapamazsın” diyerek iptal edilmişti.

Anayasa Mahkemesi 2003 yılında haklı gerekçelerle iptal ettiği vergiyi bu kez iptale gerek görmedi.

Anayasa aynı yasa, vergi aynı vergi olduğu halde karar farklı.

Çünkü yasa değişmedi ama mahkeme değişti.

Çünkü o gün AK Parti tarafından atanmamış bir Anayasa Mahkemesi vardı, bugün ise büyük çoğunluğu AK Parti tarafından atanmış bir Anayasa Mahkemesi var.

Anayasa Hukuku katledildi.

Ve bir başka davada, Gezi Davası’nda da Yargıtay kararı açıklandı.

Var olmayan delillerle oluşturulmuş, tamamen siyasi bir davada başta Osman Kavala olmak üzere bir grup sanık, delil bile sayılmayacak delillere, hiçbir gerçek suç unsuru barındırmayan dosyalara dayandırılarak, aklı başında AK Partilileri bile utandıran bir şekilde verilen “adalet dışı” ve “hukuk dışı” bir kararı Yargıtay onadı.

Hadi vergi paradır. Küfrede küfrede öderiz. 

Ama ya hukuksuzca karartılan hayatlar.  Onun bedeli var mı!  Varsa kim ödeyecek o bedeli… 

O yüzden dünü, yani 28 Eylül’ü hiç ama hiç unutmayın. Yargının katledildiği gün olarak ilerde hatırlarız.

O gün hâlâ bir Türkiye devleti var ise, “Yargıya Saygı Günü” olarak bu rezilliği anarız.

“O gün hâlâ bir Türkiye var ise” cümlem bazılarına ağır gelebilir. Bir ülkede eğer adalet yok ise, o ülkede devlet yok demektir.

Yeterince yaşarsanız, ne demek istediği anlarsınız. Ama anladığınız zaman çok geç olduğunu da…"