Galvanize etmek…
Bir kavram, bir deyim…
Muallim edalı birinden öğrenmiştim.
Tetikleyen, ittiren, harekete geçiren, elektrik saçan…
Rahmetli Nejat Muallimoğlu böyle tanımlıyordu…
Kütüphaneler, okuma salonları bu neviden bir fonksiyon ifa ederler.
Beyin kıvrımlarına adeta enerji saçarlar.
**
Servetten çok daha kıymetli bir halin arayış yeridir kütüphaneler.
Öğrenilecek yer…
İlim tahsil edilecek, okunacak yer.
Ne kadar mübarektir buralar.
Bereket saçarlar hayatın her zerresine.
O yüzdendir ki, bilmeyene yazıklar olsun diyenler çok haklılar.
Zira bereketten mahrum bırakırlar bütün bir toplumu.
Hele, bilip de yapmayanlar…
Vay hallerine.
**
Şu hakikati herkes bilir ki, gerçek bilgi, bildiğini aktarmakla muhkem hale gelir.
Onun içindir ki, ilim, bölüşüldükçe artan hazinedir demişler.
Ve yine, kuvvetle muhtemel, insan ne kadar az bilirse o nispette çok bildiğini sanır.
Öğrenmek lazım.
Öğretmek lazım.
Hasılı öğrenilecek, öğretilecek mekanları da var kılıp, var olanları da genişletmek lazım.
Ki…
Ebediyete hükmeden insanı inşa edelim.
Malum, öğreten insan böyle tarif bulur.
Sonsuzluğa hükmeder.